Hangi seslerde kayboldunuz..?Bilmez misin, sesler bile suslarla bölüşüyor doğayı. Işık karanlıkla. Tam ortasında durduğun bu keşmekeşte gülmeleri ağlamalara pay et. Neyin var diyenlere çıkarıp göster hikâyeni. O vakit soranların gözlerinde kendini okuyacaksın. "Hiiç!" deyip kaybolma sakın bir yere.
Ne güzel cümleler; kaygısızca, içten gelerek betimlenmiş...
Hangi seslerde kayboldunuz bu güne kadar? Hangi yüzler sizi çocukluğunuza geri götürdü? Geçtiğiniz yüzlerce sokaktan hangisi daha önce ordaymışsınız gibi hissettirdi?
Ne çok şey yaşarız hayatımız boyunca hissederek veya hissetmeyerek... Bir çoğunu anımsarız ya da bazı küçük detaylar anımsatır bunları bizlere... Tüm bunları biriktiririz cebimizde veya gizli bir defterde ve bir gün çıkarırırız günyüzüne...
İşte yazarımız da dökmüş cebindekileri onsekiz öyküye ılık ılık... Her hikâye çok anlamlı, çok derin. Kırgınlıklar, bekleyişler, suskunluklar, özlemler, hasretler, hayal kırıklıkları nakşedilmiş her birine usul usul...
Hüzün hep beklemiş bir kenarında, hep bir yerinden sızmış hayatlarımıza sızdığı gibi...
İlk kitap olduğuna inanmak zor. Tüm öyküler dolu dolu, derinden etkiliyor her biri. Bir yerinden yakalıyor sizi, bir yerinden yaşadığınız bir tınıyı anımsatıyor adeta...
Güzel bir okur tanıdım bu platformda, şimdi de bir yazar olarak olarak tanımaya devam ediyorum. Şanslı ögrencilerine şanslı okurlar olarak devam edeceğiz yazdıklarının peşi sıra.
Çok şey istediğim yok. Yaşamak azıcık daha kolay olsun yeter. Mesela yarın sabah yeni bir kapı aç bana. Buralarda sıkışıp kaldım. S/13
Açılan bu kapı, güzel kalbinin dilediklerini gerçekleştirsin, kalemin daim olsun Neşecim... Sevgiyle...