Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

·
Puan vermedi
Mucize Diyebilir Miyiz Doğacak Yeni Güne
Tuhaf bir zaman diliminde karşıma çıkan bir kitaptı. Öncelikle özellikle mutlu insanların okuyacağı türden bir kitap olmadığına inanıyorum. Lillian ve Clerfayt'ın hayatın son gününü yaşayacakmışcasına görüşleri ve kurdukları aforizmalar şu an insanın kendisini sorgulamasına vesile olabiliyor. Bir aşk hikayesinden çok bir yaşam hikayesi aslında. Ölümün ucunda gezen iki karakter, hayatının son günüymüş gibi yaşarken, bir duygu ile (aşk) hayatları ne kadar değişebilirdi. Sevgi ve aşk inanmakla olan bir şeyken, inandirmak için imkansızı bile başarabilecek olan Clerfayt, Lillian'ın sadece onu sevmesini istemişti. Uçurum kenarında yaşayan Lillian öleceğini bildiği için arkasında hiç bir yas bırakmak istemezcesine severken Clerfayt'ı bir o kadar ondan uzaklaşmak istemesi ihanet değil midir aşka? Sonu dramatize biten bir roman.Hani böyle olmamalıydı dermişçesine, altını çizeceğiniz yüzlerce cümle var buna o kadar çok eminimki. Alınacak ders demek belki yanlış olur ama sanırım sevdiklerinizi üzmemek için bazen gitmek gerekir. o sizin bencil olduğunuzu düsünecektir ya da onu terk etmek istediğinizi düşünecektir ama tam tersi onu içinizde öylesine güzel bir noktaya koymuşsunuzdur ki, bunu ona hissettiremeyeceğinizi bildiğiniz için, yada imkansızlığı iç sesiniz kulağınıza fısıldadığından gitmeniz gerekir. En acı kısmı da zaten bu. Kitabı özellikle okuyun diye bir tavsiyede bulunmayacağım. Benim asla unutmayacağım bir eser. Düşüncelerimle eşleşmesi yüzünden belki de özel hissetirdiği için. Kitaptan ek olarak hiç bir alıntı paylaşmak istemedim. Hani bazı kitaplar vardır ve çok özel olduğunu düşünürsünüz ya öyle bir kitap. Ama çarpıcı gerçeklerle yüzleştiren bir iki cümlelere değineceğim. - Ne olmadığı bilmek, ne olduğunu bilmekten daha kolay. (Ne kadar doğru değil mi aslında. Kendine ben kimim, kimin için neyim sorusundan ziyade, ben bu değilim, başkası içinde bu anlamı ifade etmiyorum demek gibi) - Cesur olmak başkaydı, korkmamak başka; birincisi tehlikenin bilincinde olmak demekti, İkincisi ise cehalet. ( İşte aradığım ikilem tam bu nokta, bazen cehaleti içimde yaşadığımı sanıyorum) - İnsan Tanrının sabrını zorlamamalı değil mi Lillian? ( Belki de sabrımız yeteri kadar zorlandığı için birazda onun sabrı zorlanmalıydı ) -"Umut etmek" dedi Lillian. Sanıldığından çok daha acıklı bir sözcük. ( Aslında ne kadar mantıklı, umut insanı yaşama bağlayan ender halatlardan biri. Peki yaşam asla umudundaki hayatı sana sağlamamak için uğraşıyorsa, beklenti gibi diyebiliriz belki de. Beklentilerin karşısında gerçekler tokat gibi vurulabilir yüzüne)
Tanrının Gözdesi Yok
Tanrının Gözdesi YokErich Maria Remarque · Can Yayınları · 199796 okunma
·
202 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.