Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

208 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
Fahrenheit 451 Üzerine Bir Takım Şeyler :)
Fahrenheit 451'i hafif hayal kırıklığı duygusuyla beraber az önce bitirdim ve şimdi, kitap hakkındaki düşüncelerimden bahsetmek istiyorum. Bence kitap sosyal medyada bahsedildiği kadar mükemmel değil. Benim için, güzel noktalara işaret eden, üzerine düşünebilmem için ortam oluşturan, orjinal ama maalesef dili kötü bir kitaptı. Kitaptaki ana olayları,-itfayecilerin söndürmek yerine yakması ve kitap okumanın yasak olduğu dünya tasvirini- kitaba başlamadan önce öğrenmiş ve büyük bir heyecanla okumaya başlamıştım. Fakat başlarda adapte olması çok zor oldu çünkü kitabın dilinin bütünsel bir akıcılığı yoktu. Normalde bir kitabı okurken sanki o dunyadaymışım, o karakterlerle beraber yaşıyormuşum gibi bir özdeşleştirme ve yaşama hali olurdu. Fahrenheit 451de ise olaylar ilgi çekici olmasına rağmen bu hissiyatı hiç yaşayamadım. Bu sebepten dolayı, kitabı bir hayal kırıklığı ile bitirdim. Fakat bu duyguya rağmen, kitabın işaret ettiği noktaların son derece kıymetli olduğunu belirtmek isterim. Özellikle kitabın yaklaşık 70 yıl önce yazılmış olduğunu göz önünde bulundurursak, bu kadar gerçekçi bir dünya kurabilmek bence çok büyük başarı. Kitabın, insanların düşünmesini yasaklamak üzere bir dünya inşaa etmesi ve bunun sebeplerinin ve sonuçlarının net bir şekilde ifade etmesi sanırım en sevdiğim özelliğiydi. Devlet, kitapların yakılmasının ve yok edilmesinin sebebini, insanları mutsuz etmesi olarak ifade ediyor. Dolayısıyla aslında bu dünya, insanları mutlu etmek ve onları huzursuz hissettiren her şeyden uzaklaştırmak üzere kurulmuş. Kitabı bu açıdan zaman zaman  Aldous Huxley'in "Cesur Yeni Dünya"sına benzettim. İnsanın mutlu olmasının en kolay yolu, onu  düşünmekten uzaklaştıran eylemler ile uğraşması. Bunun içinse Fahrenheit 451'in dünyasında ilk olarak kitaplar yakılıyor, hız üzerine bir dünya inşaa ediliyor ve onlara uğraşabilecekleri daha boş bir alet veriliyor, televizyon. İlk olarak biraz hızlanmaktan bahsetmek istiyorum. İnsanın düşünmek için ihtiyacı olan şeylerden biri durmaktır. Örneğin Türkçede de kullandığımız, bir meseleye hakim olmak anlamına gelen Arapça kökenli "vakıf" kelimesi, durmak anlamına gelen  v-k-f, vakfe'den türemıştır. Düşünmek ve tüm fikirleri sindirerek, bir meseleye hakim olmanın önemli aşamalarından biri, boşluk yaratmak ve durmaktır. Fakat aynı zamanda düşünmek, gerçeklerle yüzleşmektir ve bu, ağır bir eylem olduğu gibi sorumluluk gerektirir. İnsanın hakikat ile hemhal olması ve bu yolda ilerlemeye çalışması son derece sıkıntılı bir süreçtir. Ray Brabury, inşaa ettiği bu dünyada; insanları sıkıntıdan uzaklaştırmak için hayatı hızlandırıyor. Daha hızlı hareket eden ve sürekli koşuşturma içinde olan ama aslında tam olarak ne yaptığının farkında olmayan insanlar, son sürat giden arabalar... Bütün bunların hepsi, insanı düşünme eyleminden uzaklaştırmak adına. Bunu fark etmek benim canımı acıttı çünkü aslında kitapta okuduğum dünya şuanda içerisinde yaşadığım dünya. Şuan her şey, haz ve zevk üzerine kurulu. Herkes düşünmekten, derinleşmekten ve yavaşlamaktan korkuyor. Hızlanmak ise bizlere büyük bir avantaj gibi gösterilse bile aslında kaybettirdiği şeyler korkunç. Çünkü aslında bizden düşünme ve dolayısıyla mutsuz olma hakkını aliyor. Fakat bu elbette düşünmek insanı sadece mutsuz eder, gibi bir anlama gelmez Ancak şu da bir gerçek ki, hızlanmak insanı tamamen düşünmekten alıkoyamaz. Bunun için ise, insanlara "öemliymiş" gibi gösterilen fakat aslında çok da önemli olmayan meseleler sunmak gerekir. İşte burada da, televizyon devreye giriyor. Sürekli ve sadece televizyon izleyen, zihin dünyası oradaki meselelerle kısıtlı olan insanların oluşturduğu bir toplum: felaket! Ray Bradbury, bu kitapla insanlığı, gelecekle ilgili uyarmış kanımca. O zamanın geleceği, şimdiki zaman oluyor. Ve üzülerek söylüyorum ki, Bradbury'nin uyardığı ve dikkat etmemizi istediği şeylerin hepsini şuan yaşıyoruz. Evet, belki şuan bu dünyayı ve sistemi değiştiremem. Fakat bana hakikati gösterecek olan meseleler ile uğraşmaya, yavaşlamaya, yalan medyadan uzaklaşıp kendi gündemimi oluşturmaya gayret gösterebilirim. Başlarda da söylediğim gibi, keşke bu kadar güzel ve orjinal, -tam olarak nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum ama şu kelime uygun olacak sanırım- "kışkırtıcı" bir hikayenin daha güzel bir dili olmasını çok isterdim. Kitabı genel olarak sevdim. Sizlere de önerim olur :) Sevgiler...
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,2bin okunma
·
87 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.