Gönderi

64 syf.
·
Puan vermedi
Merhabalar diyerek başlayalım incelememize. Bayadır bir yorgunluk var üzerimde. Pessoa’ nın ruh halinin üzerime çökmesinden midir yoksa havaların ısınmasından mıdır bilinmez. Okuyorum paylaşamıyorum. Aslında var aklımda bir şeyler ama kitabı elimden bıraktığımda geriye alamıyorum bırakın yazmayı. Anlatamadıkça da zihnimi ağırlaştırıyor anlatamadıklarım. Bu akşam bir yazma isteği geldi bakalım dedim bir deneyelim ne çıkacak ortaya, hem de şu miskinliği üzerimizden atalım. Elbet dedim her derde devadır yazmak. En son bitirdiğim edebi eser geldi önüme, baktım bir dergi. Olsun hep kitap mı inceleyeceğiz bu defa da dergi olsun onda da emek var, hem kitap incelemelerinden daha az rastlıyoruz dergi incelemelerine. Aslına bakarsanız ben pek sevmem dergileri. Sevmem dediğim okuyamam, pek bir süslü gelir kalem sahiplerinin yazıları. Kaç defa OT aldım, yahu yazmışta yazmış adamlar nasıl bitireceksin. Bir ara Kafkaokur alıyordum iyiydi fena dergi değildi, hem sadece edebiyatta değil adamlar tablo bile yorumluyor. Gogh’un Yıldızlı Gece’sinin gizemini onların yazılarından öğrenmiştim hiç unutmam. Aramız iyiydi, takipte ediyordum. Ta ki bir arkadaşın onlar milletin yazılarından alıp alıp yayımlıyorlar diyene kadar. Bilmem doğru mudur yanlış mıdır ama ben etkilenirim böyle şeylerden. Bıraktım okuyamadım bir daha, üstelik elimde okunmamış birkaç eski sayısı da vardı durur hala kitaplığımın raflarında. Tabi dergilerle biraz soğukluk girdi araya. Bu yılın Ocak ayına kadar. Ocak ayında Cemal SÜREYA’ nın ölüm yıl dönümü vardır bilmem bilir misiniz? Onun hatırına gittim Kafa ile Arka Kapak dergilerini aldım. Bir de Bavul Oğuz ATAY’ı, Düşünbil de Camus kapak yapmış, hazır dedim gitmişken şunları da alayım. Neyse başladım okumaya Bavul ile Kafa’yı bitirdim. Bavul fena da değilmiş. Emrah SERBES vardı ilk yazı da. Baya sarsıcı yazmış yine baya da küfürlü. Bir daha ki ay yine alırım dedim ben bunu. Hem şansıma Turgut UYAR’da kapakta. Sonradan öğrendik kapakta Turgut UYAR adına yazılan söz onun değilmiş meğer. Olur mu canım bu kadar da saygısızlık? Adamlar bir de pişkin gönderin yenisine verelim diyorlar. Sen nasıl edebiyat dergisisin açıp iki şiirini okumadın mı bu naif şairin? Elbette benim dergi bulacağı yeri bulmuştu çoktan. Bu dedim son olsun daha da almam hiçbirinizi. Yine dayanamadım bu ay Dostoyevski’nin hatırına Tuhaf dergisini aldım. Değerli okurlarımızın da etkisi oldu elbet dergilerle yeniden barışmam da. Eve geldim hemen elime aldım dergimi. İçinde ben ilk karşılayan Dostoyevski posteri. İlk Dostoyevski posterim, anlatılmaz bir sevinç. Yahu bu hediyeyi aldıktan sonra artık derginin ne önemi var? Açtım ilk sayfaları tabi ki Dostoyevski’ye ilişkin yazıları arıyorum içinde. Beni Orhan PAMUK karşıladı. Ne güzel anlatmış Dostoyevski’yi. Ecinniler diyor başka da bir şey demiyor. Siz de bırakın elinizdeki kitapları okuyun şu Ecinnileri. Görün siyasi roman nasıl olurmuş, karakter nasıl işlenirmiş. Sonra Dostoyevski’nin torunu Dimitri karşıladı beni, diyor ki dedemi SSCB müfredatına koymaları epey zaman aldı, ben ilk okuldayken yasaktı. Bir de Avrupa da katıldığı konferanslardan bahsediyor. Aklıma doğrudan 2008 Çek yapımı Karamazovi filmi geldi. Filmin başında Dostoyevski’nin torunu ile ilgili bir diyalog var. İlk gördüğümde herhalde tiye alıyorlar demiştim ama konferans meselesini Dimitri’den duyduktan sonra doğruluğuna kanaat getirdim. Karamazov Kardeşler okuyanlara tavsiyemdir iyi gider üstüne. Nette araştırdığınız da bulmak zor da olsa oyunculara roller yakışmış. Hele bir baba rolü ile İvan vardı ki eyvah eyvah. Sonra Hakan Günday ile Ahmet Mümtaz Taylan’ın empati üzerine bir söyleşisi var on numara. Zaten severim ikisini de. Levent Kızak’ın bir sokak köpeği üzerine yazısı vardı çok samimi, bir de fotoğrafını koymuş keratanın. Beyaz bir köpek. Yazıyla bütünleşince hayvanların hislerine de inanıyorsunuz. Sonra Yaşar KEMAL’in gülerken çekilen tek fotoğrafının hikayesi, Mazhar ALANSO’nun yazısı, Derya ALABORA’nın röportaji daha neler neler. Güzel dergiydi vesselam, hoştu tadımlıktı. Yalnız en çok hoşuma gidenlerden birisi üç korner bir penaltı isimli kısa anıydı. Cemal SÜREYA ile yayınevi sahibi Mehmet Rauf’un küçük bir iddiasından bahsediyor. Genç bir şairin şiirlerinin basılması için tutuşulan bir iddia. Genç şair de Ahmed Arif. Zaten bu Ahmed Arif ile Cemal SÜREYA’nın sevimli anıları vardır. Bir de kız kardeşini istiyordu Arif Süreya’nın. O da güzeldir. Neyse çok uzun oldu. Yazma isteği baya birikmiş içimde. Ne anlattım ne anlattım. Beni yeniden dergilerle barıştıranlara selam olsun. Sağlıcakla.. Keyifli Okumalar Dilerim..
Tuhaf Dergi - Sayı 2
Tuhaf Dergi - Sayı 2Tuhaf Dergi · Tuhaf Yayıncılık ve Yapımcılık · 2017182 okunma
··
72 görüntüleme
Metin T. okurunun profil resmi
Gecenin finali senin yazıya kısmet oldu. Dergi üstüne bir yazı okuyacağımı hiç düşünmezdim. Turgut Uyar üstüne yedikleri halt affedilir gibi değil sahiden de. Zaten okuyucuları yok, o bir kaç iyi adamı da kaybetmeyi kafaya taktılar galiba. OP'ğun da torun Dmitri'nin de dediği doğru. SSSR zamanı yaşanan kepazeliklerin ufacık bir parçası üstelik. Sağlıcakla.
İbrahim okurunun profil resmi
Şu miskinliği atayım diye bir şeyler karalayayım dedim, baya bilgilendirici olduğunu düşünüyorum. Bana da iyi geldi rahatladım biraz :) Orhan Pamuk'un St. Petersburg da yaptığı konuşmanın metnini koymuşlar. Belki okumuşsundur. Zaten kendisi Dostoyevski' yi çok sever. İletişim yayınlarındaki Dostoyevski kitaplarının önsözlerinin altında imzası vardır hep. Şu Karamazovi 'deki muhabbeti biliyor musun abi, felaket komik. Bilmiyorum ne kadar doğrudur ama :)) Yahu bu Dostoyevski'yi çok sevmediler zamanında. SSCB genelde karşı olan herkesin canına okudu. Katolik dünyasını da anlıyorum bir yerde. Dini meseleler hassas biraz. Gerçeklerin yüzlerine vurulması fazlasıyla dokunuyor. Biliyorsun Avrupa Dostoyevski'nin yapıtlarını basamadı. Bizden çok çok sonra bastılar tam metinleri.
2 sonraki yanıtı göster
Hera okurunun profil resmi
Ben de yapmıştım incelememi, aaaa sen görmedin ha!? :D
Bu yorum görüntülenemiyor
Freyja okurunun profil resmi
Hahahah siz gerçek bir okuma aşığısınız Ibrahim Bey, ilgiyle takip ediyorum sizi:) yazınızın sonuna nasıl geldim nasıl uzun yazmışsınız hiç anlamadım gerçekten, akıp gitti yazınız. Arada biriktirmelisiniz böyle:) Iyi okumalar
İbrahim okurunun profil resmi
Teşekkür ederim içimizden kopanları bir nebzede olsa paylaşmaya çalışıyoruz işte :) Keyifli okumalar dilerim..
Hera okurunun profil resmi
Güzel incelemeydi eline sağlık, kendime de pay biçmedim değil tabii :D
Bu yorum görüntülenemiyor
noor okurunun profil resmi
Kız kardeş olayını bilmiyorum, bir ara sizin kaleminizden okumak isterim vaktiniz olursa. Çok güzel bir inceleme olmuş.
İbrahim okurunun profil resmi
listekitap.com/haber/cemal-sur... şu arkadaş daha güzel anlatmış ben şimdi büyüsünü bozmayayım :) Bu Cemal SÜREYA ilginç adam zaten. Heralde Türkiye'nin en sansasyonel şairidir. Hem de bunun için zerre çaba harcamaz. Hele bir Turgut ÖZAL'a yazdığı mektup var ki , ben öyle bir şeyi dünyada görmedim. Cemal Süreya o gün tarih yazacak der ve hala konuşuyoruz. Daha neler neler, her anısı insanın yüzünü güldüren cinsten.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.