Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

176 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bilindiği üzere Mustafa Kemal Atatürk'ün dini inancı tartışma konusu olmuştur. Bazı kaynaklar Müslüman olduğunu iddia ederken, diğer kaynaklar deist veya ateist olduğunu iddia etmektedir. Harika Yamak'ın derlediği bu kitabın başlangıcında ise Atatürk'ün din karşıtı olmadığını, kuvvetli bir Allah inancına sahip olduğu, Kur'anı Kerim'in ışığını kendisine yol edinmiş, samimi bir Müslüman olduğu okuyucuya aktarılmıştır. Devamında Atatürk'ün laikliği benimsediği ve bununla birlikte Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesinin ve yıkıma götüren sebebin İslamiyet'ten uzak, hurafe ve batıl inançlardan kaynaklı olduğu anlatılmıştır. Tabi ki de İslam'dan uzak, hurafe ve batıl inançlar şeklinde biçimlenmiş bir din inancının milletimizi ileri götürmesi düşünülemez. Fakat Osmanlı Devleti'ni yıkıma uğratan sebeplerden en önemlisi Osmanlı Devleti'nin teknolojik açıdan yetersiz kalmasıdır. Gelenekçi reformcular Osmanlı'nın yenileşme döneminde devletin eskiden var olan kurumlarını tekrar ihya edersek devlet tekrardan altın çağını yaşar düşüncesini benimserler. Sultan III. Selim, batının teknolojik gelişmelerini, kurumlarını Osmanlı Devleti'ne uyarlayıp, batının kültürel özelliklerini almamak taraftarıdır. Fakat işe ordudan başlamış ve devlet için reform gerektiğine inansada yanlış teşhislerde bulunmuştur. O dönem de Avrupa'ya elçi gönderip Avrupa'daki gelişmeler takip edilseydi Avrupa'nın siyasi, ekonomik iktisadi açıdan gelişmelerini görürler ve bu gelişmelerin teknolojilerine, askeri sistemlerine yansıdığını farkederlerdi. Osmanlı yenileşme döneminde yapılan yanlış teşhisler, Osmanlı'ya dışardan edilen müdahaleler ve devamında ki gelişmeler ile teknolojik açıdan diğer Avrupalı devletlerden geri kalmış ve yıkılmaya mahkum olmuşuzdur. Yani Osmanlı'nın gerileme ve yıkılma sürecini sadece İslam dininden uzak yaşamamızla, hurafe ve batıl inançlarla bağdaştıramayız. Kitapta Atatürk'ün İslam dinine, Peygamber efendimize olan saygısı çokça dile getirilmiştir. Atatürk, dini lüzumlu bir müessese olarak görmüş, dinsiz milletlerin devamına imkan olmadığını söylemiş ve dinimizi, akla, mantığa ve gerçeklere uygun olduğunu belirtmiştir. İslam dininin gerçeklerinin insanımıza doğru olarak anlatılmasını istemiş, "Kur'an Türkçe olmalıdır." demiştir. Hutbeleri Türkçeleştirmiştir. Ayrıca kitapta Atatürk'ün hafıza Kur'an okutup, dinlediğindende bahsedilir. Bilindiği üzere Atatürk laikliği benimsemiştir. Laiklik din ile devlet işlerinin ayrılmasıdır. Laikliğin diğer bir özelliğide devletin resmi bir dini olmamasıdır. Yani Türk milleti Cumhuriyetle idare olunur, laiktir ve her reşit dinini seçmekte serbesttir. Ancak Türkiye'nin laik bir sisteme tam olarak geçebilmesi için Anayasanın 2. maddesi olan "Türkiye devletinin dini İslam dinidir." maddesinin değiştirilmesi lazımdır ve Atatürk bu maddenin değişmesi gerektiğine inanmaktadır. 5 Şubat 1937 'de Anayasanın 2. maddesi yeniden yazılmış ve Türkiye devletinin laik olduğu belirtilmiştir. Laikliğin iki hedefi vardır. Bu hedefler din konusunda tarafsız bir devlet oluşturmak ve bilimsel, akılcı insanlar yetiştirmektir. Lakin Atatürk, "Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur. Din vardır ve lazımdır." demiştir. Laik bir Cumhuriyette insanlar dinini seçmekte özgür veyahutta inançsız olmayı seçiyor ise ülkede insanlar çeşitli dinlerle bir arada yaşarlar ve dini birlik sağlanamaz. Ülkede birlik olmaz. Dini birlikle beraber, ülkede kesin bir dinin olmaması da milletlerin devamına, milletimizin devamına imkan sağlamaz diye düşünüyorum. Bundan dolayı olmalıdır ki Atatürk, halka din konusunda güvence vermek amacıyla istemese de İslam dinini yasalar çerçevesinde benimsemiştir ve Türk devletinin dininin İslam olduğu Anayasa maddelerine konulmuştur. Kitapta Atatürk'ün, "Siyasetimiz dine aykırı olmak şöyle dursun, dini bakımdan eksik bile hissediyoruz." sözü okuyucuya aktarılmıştır. Siyaset, devlet işidir. Laiklik ise din ile devlet işlerinin ayrılmasıdır. Atatürk, "Türkiye devletinin dini İslamdır." maddesini fazlalık olarak görüp kaldırtmış daha sonra tepki çekmemek için tekrar Anayasaya koydurtmuş olsa da, Atatürk'ün bu sözü ile benimsediği laik cumhuriyet görüşü birbiriyle bağdaşmamaktadır, çelişmektedir. Bunun dışında kitapta Atatürk'ün söylemlerine sıkça yer verilmiş birçoğu kaynaklarla desteklenmiştir. Ancak Atatürk'ün söylemleri sıkça tekrarlandığı için bu durum okuyucuyu biraz bunaltabilir.
Atatürk'ün Din Anlayışı
Atatürk'ün Din AnlayışıHarika Yamak · Yılmaz Basım · 201071 okunma
·
106 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.