Türk edebiyatının klasiklerinden Nabizade Nazım'ın Zehra adlı eseri bilindiği üzere Türk edebiyatının ilk psikolojik roman denemesi olarak kabul edilmektedir. Roman incelememi Zehra, Sırrıcemal, Ürani ve Suphi karekterleri etrafında şekillendirmek istiyorum. Romanda olaylar genellikle Suphi'nin çapkınlıkları ve Zahra'nın entrikaları üzerinedir. Suphi ciddi ilişkilerle alakası olmayan, gönül sarhoşluğuna kapılan bir kişiliktir. Başta Zehra ile birlikte olan Suphi daha sonra Sırrıcemal ile gönül eğlendirir. Bunun sonucunda Zehra'yı kıskançlık krizleri tutar ve intikam hırslarına bürünüp çeşitli entrikalara başvurur. Daha sonra da Üran'inin karşına çıkmasıyla Sırrıcemal'i de terk eder. Ürani'ye karşı biraz daha ciddi duygular besler fakat bu sefer Ürani kendisine tekmeyi vurup başkasıyla gönül eğlendirmeye başlar. Bu aldatmaca sonucunda Suphi her şeyiyle aşkına bağlılığını göstermeye çalışıp eski günlere tekrar dönmeyi arzu eder. Fakat Ürani bunu kabul etmeyip flörtleriyle gönül eğlendirir. Bunu hazmedemeyen Suphi, Ürani'yi ve Flörtünü öldürür. Cinayeti işlediği kesinleşmemiş olsa da bir numaralı şüpheli olarak görünür ve Trablusgarp'a sürgününe karar verilir. Zehra da kendisini olayların sorumlusu olarak gördüğünden, Suphi'yi hala sevdiğinden ve onu bir daha göremeyeceği endişesinden hastalanıp yataklara düşer ve sonrasında da hastalığı ağırlaşınca darı bekaya irtihal eder. Kitabta da geçen "kadın gönlüyle şaka olmaz, kadınların gönlü oyuncak değildir." Savının ehemmiyeti ve doğruluğu kitabı okuduğumuzda da kendini apaçık gösterecektir. Kıskançlık, entrika, aldatma gibi konulara ilgisi olan okuyucular için natüralist yazar Nabizade Nazım'ın bu eseri şiddetle tavsiye edilir. Benzer konular, olaylar için sadece Nabizade Nazım değil; Tanzimat 2.dönem ve Servetifünun döneminin diğer eserlerini de öneriyorum. Kitapla kalın...

ZehraNabizade Nazım · İskele Yayıncılık · 201811,4bin okunma

·

60 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

MUSA AYDIN