Hayata, insana, hislere, olaylara öyle güzel öyle hassas bir mercekle yaklaşıyor ki, iyilikleri gözümüzde büyütesimiz geliyor. Hüznümüzü, telaşımızı, düşe kalka yol alışlarımızı bağrımıza basasımız geliyor. İnsan olduğumuzu hatırlıyoruz, modern dünyanın bize dayattığı kalıplardan sıyrılıp huzura ve sükunete yol alıyoruz. Hiçbir konforun sürekli olmadığını ancak konforsuzlukta dahi sekineyi içimizde bulabileceğimize dair bir yol haritası tutuşturuyor elimize. İpuçları veriyor, ödevler veriyor, tecrübelerini süzüp saf haliyle sunuyor önümüze. Şimdi bizim için kalp zamanı. Durup dinle(n)meye değmez mi?