Sümbülî bir hava ki bayılmış, kımıldamıyor; hudutsuz bir çevre halinde durup duruyorken
acı bir hisle sanki titreyiverir.
Hasta bi nağme, kalkmıya mecâli yok,
dökülür damla-damla bir gözyaşı;
bu sönen
mevsimin en son nefesidir...
Bu soluk nağme der ki: «Ey faydasız
«inildiyen ömür, çalıp-oynama vakti geçti;
«sen, gelsin, diye baharı beklerken
yaz, hayâta vedâ edip gidiyor,
«seni sonbaharın eline bırakıyor!»