Türkiye, Lübnan ve Fransa üçlüsünde geçen olaylar zincirinde yazar özellikle farklı ırk, kültür ve dinlerden olan insanların savaş yerine barış ve kardeşlik içinde yaşaması gerektiğini ele alıyor.
Öyle ki roman’ın kahramanı İsyan Kitabdar kendisi bir müslüman iken yahudi asıllı kadın Clara ile evleniyor. Babası da bi Osmanlı soylusu olmasına rağmen en iyi arkadaşı bir Ermeni oluyor. Savaşın ve hoşgörüsüzlüğün kırıcılığını ve yıkıcılığını ele almış biraz da.
Genel olarak bana sorarsanız pek duygu yoğunluğu hissetmedim. Pek de beğendiğim söylenemez ama yine de iyi ki okumuşum diyerek kendimi teselli de ederim :)
Siz, Amin Maalouf’u hiç okumadıysanız başka bir eserinden başlamanızı tavsiye ederim. Sevgilerimle