Gönderi

Yürürken, ansızın duruverdik, çünkü buranın bir zamanlar mezar olduğunu belirten birbirine haç biçiminde çakılmış iki değnek görmüştük. Bir zamanlar haç biçiminde olduğu belli olan işaret artık çarpık ve kırık bir biçimde yerde yatıyordu. Alet Yapıcı bunu yerden aldı ve çantasından çıkarttığı bir deri parçası ile onu yeniden bir haça benzeyecek biçimde bağladı. Pek çok kişi çevreye dağıtılmış olan taş ve kayalardan toplayarak, yere oval biçimde dizdiler. Sonra da haçı toprağa sapladılar. "Bu kabileye ait bir mezar mı?" diye sordum Ooota'ya. "Hayır" dedi. Burada bir mutant yatıyordu. Çok, uzun yıllardan beri mezarı buradadır. Senin halkın onun burada olduğunu unutmuştur, hatta belki de bu mezarı hazırlayan kişi bile anımsamıyordur artık. "O halde neden onardınız burayı?" Neden onarmayalım ki? Sizlerin yaşama biçiminizi anlamıyor, onaylamıyor ve kabullenmiyoruz ama yargılamıyoruz da. Bizler sizlerin durumunuzu onurlandırıyoruz, çünkü geçmişte vermiş olduğunuz kararlar ve şu anda sahip olduğunuz özgür iradeniz nedeniyle olmanız gereken yerdesiniz. Burası da bizim için öteki kutsal yerlerle eş değerdedir. Şimdi durma, düşünme, Tanrısal Birlik ve tüm yaşam ile ilişkimizi gözden geçirme zamanıdır. Burada hiçbir şey kalmamış görüyorsun, kemikleri bile erimiş! Ama benim halkım sizin ulusunuza saygı duyuyor. Bu nedenle bu mezarı kutsuyor, onarıyor ve buradan geçmiş kişiler olarak daha iyi varlıklar olduğumuza inanıyoruz.
Sayfa 102Kitabı okudu
··
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.