Gönderi

Ama, denilebilir ki, zenginliğe giden binlerce yol vardır, oysa cennete giden sadece tek bir yol bulunur. Bu, özellikle, insanları aslında şu veya bu yola zorla sokmayı savunanlar tarafından pekâlâ söylenebilir. Çünkü cennete giden birçok yol varsa, zorlama yapmak için çok da fazla bahane kalmaz. Fakat, şimdi ben, kutsal coğrafyaya göre, Kudüs’e doğru götüren kutsal yolda olanca gayretimle yürüyor olsaydım, belki çizme giymedim diye; saçımın kesimi doğru değil diye; belki doğru bir şekilde giyinmedim diye; yolda et veya damak zevkime uygun bazı başka yiyecekler yedim diye; beni fundalıklara veya uçurumlara götürür gibi görünen belli sapa yollardan sakındım diye; aynı yolda bulunan birçok patikalar içinde en düzgün ve en temiz görüneninde yürümeyi tercih ettim diye; daha az ciddî olan bazı yolcularla veya olmamaları gerektiği kadar ters olan bazılarıyla arkadaşlık kurmaktan kaçındım diye; veyahut, hasılı, ister beyaz giymiş olsun, ister giymemiş veya ister piskoposluk tacıyla ödüllendirilmiş olsun, ister ödüllendirilmemiş, bir rehberi izledim diye, niçin başkaları tarafından dövülmem yahut kötü muamele görmem gereksin? Elbette, iyice düşünürsek, bunların genellikle (eğer batıl itikat veya riyakârlık eşlik etmiyorsa, ruhların selâmeti ve din adına hiçbir yargı söz konusu değilse) riayet etmenin veya yapmanın ihmal edilebileceği sıradan işler olduğunun farkına varırız. Bunlar, dinin aslî ve hakikî temeli olan kısmında tamamen anlaşılmış bulunan Hristiyan kardeşler arasında amansız düşmanlıklar doğuran cinsten şeylerdir.
·
37 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.