Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

272 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Tanrıların tohumu Wells'in Dünyalar savaşı ve Zaman makinesi kadar bilinmeyen ancak konusunun özgünlüğü bakımından okunmaya değer bir kitap. Akıcı ve sürükleyici değildi diğer okuduğum 2 kitabına göre hatta yarım bırakmayı bile düşündüm ama konu yazıldığı döneme göre farklı ve özgün. Genetiği değiştirilmiş ürünler günümüzde ne kadar bilindik ve sıradan olsa da Wells'in bunu GDO'lu ürünlerin üretilmeye başlamadan öngörmesi ve bunu betimleyici ve esprili bir dille anlatması çok sürükleyici olmasa da içine çekmeyi başardı. Daima daha fazlasını isteyen insanoğlunun dur durak bilmeyen isteklerinden doğan kaosu başarılı bir şekilde okuyucuya yansıttığını düşünüyorum. Ama kitabın sonu bize beklediğimizi vermiyor, baştan beri olacağını düşündüğümüz savaşı neredeyse tam başlayacakken yazar kitabı orada bitirmiş. Sanırım sonunu okuyucunun hayal gücüne bırakmış. Wells hayal gücü gelişmiş, öngörüsü yüksek bir yazar. Çağdaşı Jules Verne göre güzel olan gelecek, Wells'e göre karanlıktı. O yüzden bu konuda hep birbirlerine ters düşmüşlerdir. Birazda kitabın konusundan bahsedeyim. #spoileriçerir !! *Zararsız görünen bir kimya keşfinin bütün bunlara yol açabileceğini düşünmek! (s.77) Bay Bensington ve Profesör Redwood adında 2 biliminsanı keşfettikleri Herakleophorbia diğer adıyla Devtohumu ile daha zeki, daha güçlü süper insanlar geliştirmek istiyorlardı. Bu yeni icat hayvanların, bitkilerin ve insanların kat be kat fazla büyümelerine sebep oldu. Ürettikleri devtohumunu önce tavuklar üzerinde denemeye karar verdiler ve bir tavuk çiftliği kiralayıp bütün çiftliğin sorumluluğunu alacak, işi bilen Skinner çiftini işe alırlar. Ama bu çift hem çok yaşlı hem de pasaklılardı. Birgün bu çiftin beceriksizliği yüzünden dev tavuklar çiftlikten kaçarlar ancak asıl sorun bu devtohumundan yiyen sadece tavuklar değil eşekarısı, fare ve kulağakaçan gibi hayvanlarda olduğu öğrenilince kargaşa tam anlamıyla başlamış olur. Hayvanlardan ve bitkilerden ziyade tohum insanlar üzerinde de kullanılmaya başlandı. Başta insanlar bu durumu oldukça normal karşıladı. Bu dev insanlar dünyanın doğal bir parçasıydı sanki. Onların büyük olması, küçük insanların işine yarayacakları düşüncesiyle büyük kolaylıklar saglayacaklarını zor ve ağır işlerde çalıştırarak gösterdiler. Bu durumun büyük sorunlara yol açacağını söyleyen önemli, bilge kişilerde vardı. Ancak bazı işlerin ters gitmesiyle birlikte bu büyüme insanların kontrolü dışında hızla büyümeye devam etti. Aradan geçen yıllarda değişim yavaş yavaş devam etti. *Önceleri tohum, büyük insan topluluklarının gözünde uzaktaki bir mucizeydi ve şimdi her evin eşiğine geliyor, tehdit ediyor, yaşamın bütün düzenini baskı altına alıyor ve tahrif ediyordu. Hayatın düzenini kesiyor, alt üst ediyor, doğal ürünleri bozuyor ve doğal ürünleri değiştirerek istihdamı aksatıyor, yüz binlerce insanı işinden ediyor; sınırları ezip geçiyor ve dünya ticaretini bir felakete çeviriyordu: Haliyle insanoğlu da ondan nefret ediyordu. (s. 190) Normal insanların nefret etmeye başlamasıyla artık tam olarak " Bu dünya ya bizim olacak ya onların!" düşüncesi hakimdi. Normal insanların aksine devlerde dünyada özgürce yaşayabildikleri bir gelecek hayal ediyorlardı ve küçük insanların koyduğu kurallara tabiî olmak istemiyorlardı. Bu şekilde her iki tarafında düşüncesi savaştı.. "Insanlık mağlup olacak ve kendi yarattığı şeylerin içerisinde boğulacak!"
Tanrıların Tohumu
Tanrıların TohumuH. G. Wells · İthaki Yayınları · 20191,031 okunma
·
863 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.