“Başka bir seferinde Muhammed, ‘Siz hippiler muhtemelen bizden daha temiz olduğunuzu düşünüyorsunuz, çünkü sizin yeni, bizimse eski kıyafetlerimiz var’ dedi. Dediği doğruydu. Faslı’ların eski püskü kıyafetleri olabilirdi ama temiz oldukları gözümden kaçmamıştı. Bir kişi yirmi yamalı cellabiye giyiyor olabilirdi, ama o elbise hep tertemiz olurdu.
‘Siz bendem daha temiz olduğunuzu düşünüyorsunuz ama biz sizden daha temiziz’ dedi.
‘Ne demek istiyorsun?’
‘İç çamaşırına bak, kirli’ dedi. Muhammed’in haklı olduğunu fark ettim.
‘Bizimkiler temizdir.’
Sebebini sordum. ‘Biz işimiz bitince suyla yıkanır, taharetleriniz. Su kirleri temizler.’
Dediklerinden etkilenmiştim. Çok mantıklıydı. Bu anlattıklarım Müslüman okuyucuları hayal kırıklığına uğratabilir. Onlar Şam yolunda yakaza halinde bir şeyler müşahade etmiş olmamı beklerken ben gayet ‘necasetli-taharetli’ bir uyanış yaşıyordum. Nerede olursan ol, Tanrı seni bulur. ‘Vay be’ dedim kendi kendime. ‘Ben bunu bir deneyeyim’ dedim ve denedim de. Müslüman olmadan önce Müslümanlar gibi taharet alışkanlığı edindim.”
Sayfa 41 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
·
824 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.