Bu incelemeyi kitaba başlamadan önce neyle karşılaşacağınıza dair fikir vermesi için yazdım. Ruh Adam ve Yolların Sonu'ndan sonra okuduğum üçüncü Atsız kitabı. Bu kitabın iskeletini genel hatlarıyla çizmek gerekirse, Atsız'ın belli başlı düşünceleri kitaba yön veriyor. Karışık listelemek gerekirse: 1) Askerliğin kutsallığı ve önemi 2) Toplumsal ahlakın katılığı ve sert çizgileri 3) Milli eğitimde reform 4) İlk taarruz 5) Komünizm karşıtlığı 6) Yerli ve millîlik 7) Turancılık 8) Görev, sorumluluk, disiplin Atsız, askerliği en kutsal meslek sayar. Her Türk asker olmasa bile her Türk'ün asker gibi yetiştirilmesi gerektiğini savunur. Gerektiğinde adlarından vazgeçip hiçbir çıkar gözetmeden kendini feda edebilen kahramanlar çıkarmaktır gayesi. Atsız, toplum ahlakını sıkı çizgilerle belirlemiştir. "Gençlik ve Ahlâk", "Türk Gençliği Nasıl Yetişmeli" ve "Türk Kızları Nasıl Yetiştirilmeli" başlıklarında belirttiği düşüncelerin pek çoğuna katılamadım, çünkü bunlar günümüzde gerçekleştirmesi çok zor ve çağ dışı olan görüşlerdir. Bütün eğlence mekanlarının kapatılması, yabancı tür müziklerin yasaklanması, yabancı kökenli her türlü fikir ve sanatın yasaklanması en temel örnekler. Atsız, dönemin mevcut eğitim sisteminden de hayli rahatsız. Okullarda sanat öğretilmesine karşı çıkan Atsız, bunun yerine güreş öğretilmesi gerektiğini savunuyor. (Sf. 137) Karma sınıfın kaldırılmasını, hemcins öğretmenlerin görev almasını, dayak dahil olmak üzere sert cezaların uygulanmasını, en ufak ahlaksızlık gösteren öğrencinin okuldan atılmasını ve eğitim hayatının sonsuza dek bitirilmesini, "emek ve para harcamaktan başka bir şeye yaramayan ecnebi" dili derslerinin tamamen kaldırılmasını ve yerine "askerlik ve spor" dersinin konmasını; normal liselerde bile (askeri olmayan) gerçek silah, süngü ve kılıçlarla gerçek talimler yapılmasını (fiziksel yaralar baloların verdiği zarardan iyidir, diyor), okulların birer kışla haline gelmesini ve lise müdürlerinin yüksek rütbeli subaylardan seçilmesi gerektiğini savunuyor. Şimdi bu düşüncelerin kaç tanesine katılabilirsiniz 2022'de? Atsız'ın yöneteceği bir ülkede muhtemelen halkın yüzü sürekli asık, hayat renksiz olurdu. Atsız, en iyi savunmanın saldırı olduğunu düşünür. Hayatta kalan olmak için ilk saldırıyı yapan olmamız gerekir, diyor. Saldırmayana saldırırlar. Bu nedenle teknik ve ruhî açıdan ileri olmamız gerekiyor. Atsız'ın belki de en çok öne çıkan özelliği sıkı ve sert bir Komünizm karşıtı olması. Komünizmin başlangıçta olduğu gibi iktisadî bir fikir veya toplumsal bir düzen olmadığını, artık bunun bir Rus emperyalizmine dönüştüğünü söylüyor. (Sf. 63) Atsız'ın bu konuda ne kadar haklı olduğunu 2022 Rus-Ukrayna savaşı hakkında çevre ülkelerdeki Komünist/Sosyalist partilerin açıklamalarından anlayabiliriz. Atsız, yerli ve millî olmayan her unsura karşı dersek yanlış olmaz. Yukarıda bahsettiğim gibi buna sanat dalları bile dahil. Bu fikri zaten kitapta bolca işliyor ama bence en önemli kısmı önemli mevkilere Türk soyundan olmayan hiç kimsenin alınmaması fikri. Atsız, milli birliğe çok önem verir. Milletlerin var olmasını üç aşamada açıklıyor: Bağımsızlık, birlik, fetihler. Sadece Türkiye'deki değil, dış dünyadaki Türk soylu herkesle kültürel temasa ve birliğe geçmemiz gerektiğini söylüyor. Tıpkı Almanya'nın vaktiyle Avusturya'yla birleşmesi gibi. Atsız; Yahudilerin, Norveçlilerin ve İrlandalıların milli birlik şuuruyla dirilmelerini ders alınacak olay olarak görür. Son olarak Atsız, en iyi Türkçünün görevini en iyi yapan olduğunu söyler. Hangi birey hangi konumda ve hangi işle meşgulse, onun birincil amacı o işi layıkıyla yapmak ve yükselmek olmalı. Bir diğer mesele de onur ve haysiyet. Bireysel ahlakın toplumsal ahlakı oluşturduğunu söyler. En büyük tavsiyesi de budur.

Türk ÜlküsüHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 20233,918 okunma

152 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.