Türk Ülküsü

Hüseyin Nihal Atsız
Bir ülkünün çevresinde toplanmak ve onun için ölümü göze alarak savaşmak ne güzel şeydir! İnsanlar ancak ülkü ile hayvanlardan ayrılabiliyorlar. Millî bir ülkü olmadıktan sonra, insanın hayvandan ne farkı kalır? Hayvan, ölümden ve ızdıraptan kaçar, kuvvetliden korkar. Ölümden korkmayan, ızdıraptan kaçmayan, kuvvetli ile savaşı göze alan yaratık, ancak ülkücü insandır. Bir zamanlar dinler insanları hayvan olmaktan kurtarmak için çalıştı, onlara Tanrı’dan öğütler verdi. Bugünkü ülküler, tamamıyla millîdir. Dinî inancı da içine almış olan millî ülkü, insanları sürükleyen, güçlendiren ve asilleştiren bir duygu ve düşüncedir. Bugünün kaba maddeciliği arasında Türk ülküsü sararmış, biraz küllenmiş gibi görünüyor. Maddecilik hastalığı geçtiği zaman, o yine parlayacaktır. Onun için Türk ülküsüne sarılmaya mecburuz. Bütün Doğu milletlerini yendiği halde yalnız Türklerle başa çıkamayan Batı'nın içine sinmiş düşmanlığı ve hıncı karşısında, bizim silahımız, Türk ülküsüdür. Tek başına Avrupa'ya dalan ve yüzyıllarca tek başına bütün Avrupa milletlerine karşı Allah’ın adını savunan Asya arslanları zaman zaman gaflet uykusuna dalmışlar, fakat sonra sıçrayıp şahlanmışlardır. Bu seferki dalgınlık biraz tehlikeli gibi görünüyor. Çünkü içinde bir de yabancıya hayranlık unsuru var. Tehlikeler nereden gelirse gelsin, ne kadar büyük olursa olsun, tek çare ve tek ilacı Türk ülküsü’dür.
168 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1992
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

172 syf.
10/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Ülkü... TDK diyor ki: "Amaç edinilen şey, ulaşılmak istenilen şey, ideal. Altında ise örnek olarak Atatürk'ün sözü: "Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle
Türk Ülküsü
Türk ÜlküsüHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 20234,428 okunma
172 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Atsız'ın bu kitabıyla Türkçülük hakkındaki görüşlerini öğrenebilirsiniz. Eski Türk töreleri ile ilgili de bilgiler barındıran Türklük duygularını kabartan her Türk gencinin hatta her Türk insanının okuması gereken bir kitap. En azından Atsız'ı ırkçı diye eleştirirken düşünceleri hakkında fikir sahibi olursunuz. Düşüncelerindeki asıl amaç her Türkçü gibi tüm Türkleri tek bayrak altında toplayabilmektir ki buna Kızılelma Ülküsü diyoruz. Velhasıl mutlaka okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Türk Ülküsü
Türk ÜlküsüHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 20234,428 okunma
177 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kitap, Atsız'ın çeşitli makalelerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuş. Bir ideolojinin, bir ülkünün gereklerini çok güzel anlatan bir kitap. Ayrıca milli şuurun farkına varılmasında ve bu konuda bilinçli davranılmasında yol gösteriyor. Yer yer tarihi bilgilerle karşı karşıya geliyorsunuz ve böylece savunulan düşüncelerin kanıtlanabilirliği artıyor. Kitap tabiki o zamanki döneme göre değerlendirilmeli. Bizim dönemimizde savunulan her tavsiye her fikir gerçekleştirilmeyebilir.
Türk Ülküsü
Türk ÜlküsüHüseyin Nihal Atsız · Ötüken · 20154,428 okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Çok değerli birinin tavsiyesi üzerine okumuş olduğum bu kitabı hiç bitirmek istemedim... Türk ülküsünün bizlere ne olduğunu, Türk'ün Türk'ten başka dostunun olmadığı, ülküsü sağlam olan bir milletin içindeki karanlık akreplerin hiçbir şey yapamayacağını, görevini iyi yapamayan yada yapmayan üst düzey yöneticilere verdiği tarihi ayarlar ve daha niceleri.... Mutlak okunmasını tavsiye edibileceğim bir başyapıt.. Son bir söz dilimizde daima: 'Tanrı Türk'ü korusun..'
Türk Ülküsü
Türk ÜlküsüHüseyin Nihal Atsız · İrfan Yayıncılık · 20154,428 okunma
172 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Herkese merhaba ! Son zamanlarda (belki Atsız'ı okumaya başladığımdandır) Türk davası gütmek ve bu millet, ırk için elimden geldiğince bir şeyler yapma fikri bana sıcak geldi. Biliyorsunuz ki ülkü aslında uğruna çalışılan, ulaşılmak istenen yüce amaç demektir. Peki biz Türklerin ülküsü nedir? Ben de açıkçası eğer bu millete hizmet etmek istiyorsan ben bir Türk'üm diyorsan gerine gerine önce ülkünü öğrenmelisin diyerek kendime bu kitabı okumaya başladım. Kitapta Atsız'ın Türk Ülküsü ile ilgili makaleleri, dergilerde yayımlanmış yazıları var. Okumalı mıyım diye soracak olursanız bence okumalısınız çünkü başta da belirttiğim gibi Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayıp Türk'üm diyorsak bazı şeyleri bilmemiz gerek. Güzel miydi? Tabiki de güzeldi. Bilgilendirdi mi? Hem de nasıl. Ama arada şahsi olarak Atsız'a katılmadığım yerler oldu. Örneğin Atsız ecnebi dili öğrenmenin boşa olduğunu söylemiş lakin globalleşen bir dünyada iletişimde olmamız için dil bilmemiz şart. Artı olarak ekleyeceğim günümüzdeki bozulmaların asıl sebebinin Türk gibi yaşamamamızdan kaynaklı olduğunu fark ettim okuduktan sonra. Bunun içerisinde maalesef ben de dahilim, bir millet olarak kendimiz gibi değiliz maalesef. En tez zamanda Türk milleti olarak güzel günler görürüz inşallah. Şimdi okumak isteyenlere iyi okumalar ! Not : Puan kırmamın sebebi Atsız'dan dolayı değil yayınevinden dolayı. Allah aşkına hiç mi işini tam yapan editörünüz yok? Basit basit yazım hataları kitapta dolu. Şey kelimesi bile birleşik yazılmış. Lütfen editörler ve yayınevleri bu tür şeylere dikkat etsin.
Türk Ülküsü
Türk ÜlküsüHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 20234,428 okunma
172 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Atsız Ata'nın mecmualarının ve notlarının derlenmesi ile ortaya çıkan eser. Türk kimdir, Türkçü kimdir, ideoloji nedir, hakkı ile anlatılır. Atsız'ın gözünden bakmak isteyenler için hazine niteliğinde. Aynı zamanda Türk ülküsü ve Türk kimdir kısımları daha sağlam adımlar ile ilerlemeyi sağlıyor. Son olarak zekasına hayran kaldığım Atsız Ata'nın bu eserini okumaktan büyük gurur duydum ve bu sözleri ile noktalıyorum; "Bize bir gençlik lazımdır. Temelinde cehalet, duvarlarında riya, tavanlarında dalkavukluk bulunmasın." Atsız Ata var olsun!
Türk Ülküsü
Türk ÜlküsüHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 20234,428 okunma
172 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
yazıldığı dönemin şartlarına göre değerlendirilmesi gereken kitap. Altını çiziyorum. İsteyen sever isteyen sevmez. Kadim Türk geleneğinden yola çıkarak bir Türk'ün nasıl davranacağını anlatıyor. Bunuda dönemin şatlarına göre anlatıyor. Yaşadığımız çağda bir çoğu kabul görmeyebilir. Okunmadan yargılanmamalıdır. Öcü değil bu atsız...
Türk Ülküsü
Türk ÜlküsüHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 20234,428 okunma
172 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Atsız'ın çeşitli makalelerinin derlenip kitap haline getirilmesiyle ortaya çıkan bir eser. Makalelerin ortak noktası Türklük ve Türk Mefkûresi. Türk kimdir? Türk'ün hedefi, ülküsü nedir? Türk erkeği, Türk kızı nasıl yetiştirilmelidir? Türk ahlâkı nasıl olmalıdır? Gibi sorulara cevap verilmiş. Nihal Atsız'ın fikirlerini, ideolojisi anlamak için okunması gerekli, bazı kesimler tarafından "ırkçı", "kafatasçı" diye tenkid edilen Atsız'ın fikirlerini öğrenmek, yüzde yüz olmasa da çoğunu kabul edip, uygulamak her Türk evladının borcu diye düşünüyorum. Kitap uzun beni sıkar diyenler için, en azından "Türk Ülküsü", "Türk kimdir?", "Türk Ahlâkı" gibi makalelerin mutlaka okunmasını tavsiye ederim. İncelememi Atsız Bey'in şu sözleri ile bitirmek isterim: "Bize bir gençlik lâzımdır. Temelinde cehalet, duvarlarında riya, tavanlarında dalkavukluk bulunmasın."
Türk Ülküsü
Türk ÜlküsüHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 20234,428 okunma
172 syf.
·
Puan vermedi
·
22 günde okudu
Ülkücülerin kendilerine öncü olarak gördüğü,devrimcilerin "faşist" olarak nitelendirdiği Nihal Atsız'ın, çeşitli yerlerdeki yazılarından derleme olan bir kitaptır;Türk Ülküsü. Kitapta Türkçü olmak gerektiğini, Türk evlatlarının nasıl yetiştirilmesi gerektiğini ve nasıl bir Türkiye temenni ettiğini anlatıyor. Dönemine göre güzel bir Türkiye hayal etse de yirmi birinci yüzyılda bu kitabı okuyan bir genç olarak fazlaca "ütopik" bir Türkiye çizdiğini düşünüyorum. Hak verdiğim görüşleri olduğu kadar fazlasıyla hak vermediğim görüşleri de oldu. Fakat yazıları yazdığı dönemde,bulunduğu Türkiye şartlarından dolayı bu şekilde düşünmesine de hak verir oldum. İçindeki Türkçülük aşkı ve turan kurma isteği için söyledikleri ırkçı olduğu yönde lanse edilse de öyle olduğunu pek düşünmüyorum. Kitabı okurken Atsız'ın anlatımındaki etkileyiciliğe ve dili kullanım şekline de hayran olmuyor değilsiniz. Keskin bir dil ile sözlerinin ne kadar net olduğunu da okuyucuya hissettiriyor. Konu başlıkları altında verdiği örneklerle de yazılarını çok güzel bir şekilde desteklediğini göreceksiniz. Velhasıl kelam "Vaktinde bir atsız varmış..." diyerek onu okumalı ve okutturmalıyız.
Türk Ülküsü
Türk ÜlküsüHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 20234,428 okunma
172 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ülkü neydi, kızıl elma neydi, millet neydi, kadın, erkek, çocuk, genç neydi? Nasıl olmalıydı? Sahi; nasılız biz, nasıl olmalıyız ya da asıl soru “NASILDIK”? Atsız, mükemmel üslubuyla Türklüğü bu kitabında da akıllara kazıyor. Geçmişte nasıl, şimdi nasıl olduğumuzu ve gelecekte nasıl olmamız gerektiğini anlatıyor bize. Mükemmel bir ileri görüşlülükle, “gerçekten de öyle” diyeceğiniz paragraflar sunuyor size. Tanışın, tanıştırın bu yüce insanın mükemmel kitaplarını.
Türk Ülküsü
Türk ÜlküsüHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 20234,428 okunma

Yazar Hakkında

Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal AtsızYazar · 45 kitap
Hüseyin Nihal Atsız (12 Ocak 1905; Kadıköy, İstanbul - 11 Aralık 1975, İstanbul), Türk yazar, şair, tarihçi ve ideologdur. Nejdet Sançar'ın ağabeyidir. Yağmur Atsız ve Buğra Atsız'ın babasıdır. Rıza Nur'un mânevi oğludur. Kendisini Türkçü ve Turancı olarak tanımlar. Atsız'ın babası Gümüşhane'nin Torul kazasının Midi köyünün Çiftçioğulları ailesinden Deniz Güverte Binbaşısı Mehmet Nail Bey, annesi Trabzon'un Kadıoğulları ailesinden Deniz Yarbayı Osman Fevzi Bey'in kızı Fatma Zehra Hanım'dır. Mehmet Nail Bey'in ilk eşinden üç çocuğu olmuştur. 12 Ocak 1905'de Hüseyin Nihal (Atsız), 1 Mayıs 1910'da Ahmet Nejdet (Sançar) ve Aralık 1912'de Fatma Nezihe (Çiftçioğlu) dünyaya geldi. 1930 yılında ilk eşinin damar sertliğinden vefatı üzerine Mehmed Nail Bey, 1931 yılında yeniden evlenmiştir. İkinci eşinin adı da Fatma Zehra'dır. İkinci eşinden 1932 yılında Necla (Çiftçioğlu) adlı bir kızı olan Mehmed Nail Bey ikinci eşiyle geçinememiş ve iki yıl sonra ayrılmıştır. Hüseyin Nihâl Atsız, 12 Ocak 1905'te İstanbul Kadıköy'de doğdu. İlköğrenimini Kadıköy'deki çeşitli okullarda, orta öğrenimini Kadıköy ve İstanbul Sultanilerinde (İstanbul Lisesi) yaptı. Buradan mezun olunca Askeri Tıbbiye'ye yazıldı. Atsız, yükseköğrenim çağına gelip Askeri Tıbbiye'ye kaydolduğu çağlarda Türkçülük fikrinin etkisi altına girmeye başladı. Ziya Gökalp'in cenaze töreninin yapıldığı günün gecesi Türkçülük fikrine karşı öğrencilerle kavga ettiği ve daha sonrasında ise aralarında bir takım problemler geçen Arap asıllı Bağdatlı Mesut Süreyya Efendi adlı bir mülazım (teğmen)'a selam vermediği gerekçesi ile 4 Mart 1925 tarihinde 3. sınıf talebesiyken Askeri Tıbbiye'den çıkarılmıştır. Bu olaydan sonra üç ay kadar Kabataş Erkek Lisesi'nde yardımcı öğretmenlik yapan Atsız, daha sonraları Deniz Yolları'nın Mahmut Şevket Paşa adlı vapurunda kâtip muavini olarak çalışmış ve bu vapurla İstanbul-Mersin arasında birkaç sefer yapmıştır. Üniversite Yılları ve İlk Fikirler 1926 yılında İstanbul Dârülfünunu'nun Edebiyat Fakültesinin "Edebiyat Bölümü"ne ve İstanbul Dârülfünunu'nun yatılı kısmı olan Yüksek Muallim Mektebi'ne kaydolan Atsız, bir hafta sonra askere çağırılmış, tecil isteği kabul edilmeyen Atsız askerliğini 9 ay olarak 28 Ekim 1926-28 Temmuz 1927 tarihleri arasında İstanbul'da Taşkışla'da 5. piyade alayında er olarak yapmıştır. Ahmet Naci adlı arkadaşı ile birlikte hazırladığı 'Anadolu'da Türklere Ait Yer İsimleri' adlı makalenin Türkiyat Mecmuası nın ikinci cildinde yayınlanması ile hocası olan Mehmet Fuad Köprülü' nün dikkatini çeken Atsız, 1930 yılında Edirneli Nazmi'nin divanı üzerinde mezuniyet çalışması yapmıştır ('Divân-ı Türki-i Basit, Gramer ve Lügati', 1930, 111 s. Türkiyat Enstitüsü Mezuniyet Tezi, no 82). Aynı yıl Edebiyat Fakültesi'nden mezun olmuştur. Atsız'ın sınıf arkadaşları arasında Tahsin Banguoğlu, Ziya Karamuk, Orhan Şâik Gökyay, Pertev Nâili Boratav, Nihad Sâmi Banarlı gibi isimler yer alıyordu. Mezuniyetinden sonra Edebiyat Fakültesi Dekanı olan hocası Prof. Dr. Mehmet Fuad Köprülü, Maarif Vekâleti'nde Atsız için girişimde bulunarak, Yüksek Muallim Mektebi'ni öğrenci olarak bitirdiği için, liselerde yapması gereken 8 yıllık mecburi hizmetini affettirmiş ve 25 Ocak 1931'de Atsız'ı kendisine asistan olarak almıştır. Atsız, yine 1931 yılında Dârülfünunun felsefe bölümünden mezun olan ilk eşi Mehpare Hanım ile evlenmiş, ancak 1935 yılında ayrılmıştır. Atsız, 15 Mayıs 1931'den 25 Eylül 1932 tarihine kadar Atsız Mecmua (17 sayı)'yı çıkarmaya başladı. Mehmet Fuad Köprülü, Zeki Velidi Togan, Abdülkadir İnan gibi edebiyat ve tarih bilginlerinin de içinde bulunduğu bir kadro ile yayın hayatına atılan bu Türkçü ve Köycü dergi, devrinde ilim, fikir ve sanat alanında çok tesir yaratan Türkçü bir çığır açmış, âdetâ Cumhuriyet devri Türkçülüğünün öncüsü olmuştur. Atsız, kendini tanıtmaya başlayan ilk yazılarını (H. Nihâl) imzası ile, hikâyelerini de (Y.D.) imzasıyla, bu dergide yayınlamaya başlamıştır. 1932 Temmuzunda Ankara'da toplanan Birinci Türk Tarih Kongresi esnasında, Prof. Dr. Zeki Velidi Togan'a Dr. Reşid Galib'in yaptığı eleştiriler üzerine Atsız, içerisinde ikinci eşi Bedriye Atsız ile Pertev Nâili Boratav' ın da bulunduğu 8 arkadaşı ile, Dr. Reşid Galib'e "Zeki Velidi'nin talebesi olmakla iftihar ederiz" diyen bir protesto telgrafı çekmiş ve bu telgraf üzerine de Reşid Galib'in tepkisini üzerine çekmiştir. 19 Eylül 1932'de Reşid Galib, Maarif Vekili olmuştu. Kısa bir süre sonra da Mehmet Fuad Köprülü'nün dekanlıktan ayrılması üzerine Edebiyat Fakültesi Dekanlığı'na vekâleten bakan Ali Muzaffer Bey asâleten tâyin edilmiştir. Reşid Galib, Atsız Mecmuanın 17. sayısındaki 'Dârülfünun'un kara, daha doğru bir tabirle, yüz kızartacak listesi' adlı makalesi nedeniyle Edebiyat Fakültesi Dekanı'na baskı yaparak, 13 Mart 1933 tarihinde Atsız'ın üniversite asistanlığına son vermiştir. Atsız, 1975 yılının kasım ayının ortalarında hasta olduğundan şüphelenmiş, ancak yapılan muayene ve testler sonucunda bir hastalık bulunamamıştır. 10 Aralık 1975 Çarşamba gününün akşamı kalp krizi geçirmiş, gelen doktor enfarktüs olduğunu anlayamamıştır. Ertesi akşam Atsız yeni bir kriz geçirmiş, 11 Aralık 1975 Perşembe günü vefat etmiştir. 13 Aralık 1975 tarihinde Kurban Bayramı'nın ilk günü Kadıköy Osmanağa Câmii'nde Kılınan ikindi namazını müteakip Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilmiştir. Türkçülüğün öncülerinden olan Nihâl Atsız, Turancı çevreler tarafından aynı zamanda güçlü bir Türkolog olarak kabul edilir. Bu çevrelere göre Türk dilini, tarihini ve edebiyatını gayet iyi bilen Atsız, özellikle Türk tarihinin Göktürk kısmında uzmanlaşmıştı. Çok sevdiği bu devreyi "Bozkurtların Ölümü" ve "Bozkurtlar Diriliyor" adlı iki eser ile romanlaştırmıştır. "Deli Kurt" adlı romanı Osmanlı tarihinin ilk devrelerinin romanlaştırılmış şeklidir. "Ruh Adam" 'daki Selim Pusat'ın şahsiyetinde Atsız'ı görürüz. "Ruh Adam" 'ın devamı olarak "Yalnız Adam" 'ı yazacağını söylüyordu. Yine yazacağını bildirdiği bir eseri de Bozkurtlar serisi'nin 3. cildi idi. Yayınlanmamış eserlerinin içerisinde "II. Mahmut'tan Günümüze Kadar Osmanlı Hanedanı Tarihi" adlı bir eseri de vardır. Nihâl Atsız'ın şiirleri "Yolların Sonu" adı ile kitap halinde basılmıştır.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.