"Türkçülük bir ülküdür. Ülküler, milletlerin manevî gıdasıdır. Ülküsüz milletlerin en talihlisi dahi silik ve sönük kalmaya mahkûmdur. Eğer bu millet talihli de değilse, onun sonucu yenilmek, ezilmek hatta yok olmaktır."

Hüseyin Nihal Atsız Okudukça Türklük damarlarımın kabardığı bir eserle karşınızdayım. Bitmesin diye yavaş yavaş okusamda, nihayet güzelim bir kitabın daha sonuna geldim. Kitapta biz gençlere hitap eden o kadar manevi duygular var ki; Türk olmakla övüneceğiniz, tarihteki savaşlarda üstün başarılara imza atmış bir milletin ferdi olduğunuz için kendinizi şanslı hissedeceğiniz bir eser. Türkçü ve Turancı olan Nihal Atsız'ın kalemini bilenler, tarzını bilir. Makalelerinin toplanmış olduğu

Türk Ülküsü kitabın'nın içeriğinde vatan, millet, ülkücülük bu gibi konularda bulunduğu zamanlarda yazdığı yazıların toplanıp derlenmiş halidir. Pek ülkü nedir? Bir milletin yürütücü kuvvetine "ülkü" denir. Ülkü madde'den çok maneviyatla elde edilen bir unsurdur. Nihat Atsız'ın deyimiyle, "Ülküsüz topluluk yerinde sayan, ülkülü topluluk ise yürüyen bir yığındır." yine ülkü ile insanların, hayvanlardan ayrımını dile getiren Atsız, "Bir ülkünün etrafında toplanıp, onun için ölümü göze almak yani savaşmak demektir. İnsanlar ancak ülkü ile ayrılabiliyorlar. Millî bir ülkü olmadıktan sonra, insanın hayvandan ne farkı kalır? Hayvan, ölümden ve ızdıraptan kaçar, kuvvetliden korkar. Ölümden korkmayan, ızdıraptan kaçmayan, kuvvetli ile savaşı göze alan yaratık, ancak ülkücü insanlardır." diyen Türkçü

Hüseyin Nihal Atsız gençlerin bir ülkü etrafında toplanarak, kahramanlık ve fedakârlık gibi manevi duygular yükleyerek, siz okuyuculara ışık tutmaktadır. Bunu yaparken çoğunluk Türk milleti'nin her ferdine düşen görevi layıkıyla yapması gerektiğini, özellikle öğretmenlerimize bu konuda çok dikkat etmeleri gerektiğini vurgulamaktadır. Ancak milliyetçi bir öğretmen, millî şuuru aşılayabilir diyen Atsız, nasıl bir doktor görevini sağlam yapmazsa bir insanın hayatına mâl oluyorsa, öğretmenlerimizin de görevlerini hakkıyla ve gençleri millî şuura uyanık birer fert yetiştirilmesini tavsiye etmektedir. Sadece öğretmen, subay, doktor vs. değil tabi. Türk olarak dünyaya gelen herkesin üzerine düşen görevleri maddi açıdan çok manevi bir gayretle yapılmasını dile getirmektedir. Yaşamak için savaş'ın şart olduğunu, ancak milletlerin bu sayede ayakta kaldığına değinilmektedir. Dünyadaki bütün Türkler'in birlik olması için güçlü bir ülkünün etrafında toplanılmasını, nasıl en basitinden dünya milletlerinin kendi ırkından olan soydaşlarıyla yaşamak istemesi doğal ise biz Türkler'inde birlik kurularak dünyaya Türk'ün gösterilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Birgün mutlaka Türk birliği, Turancılık kurulacak diyen Atsız'ın o günlerin çok yakın olduğunu söyleyerek bizlere umut dolu yarınların geleceğinden söz ettiği bu kitabı siz okuyuculara bırakarak cümlelerimi sonlandırayım. Yoksa yaz yaz bitmeyecek bendeki hayranlığı ve gurur verici sözleri:) Tavsiye ederim her Türk gencinin elinden düşürmemesi gereken güçlü bir Türkolog'un kitaplarını, kitaplığınızdan eksik etmeyin. Kalın sağlıcakla. Keyifli okumalar...