Kelam bir mukaddesat meselesi...
Netice-i kelâm, bugün Türk insanı kelamsız kalmıştır. Onun için de, kültürel mirası yok olmuştur. Eski kültürümüzü anlayan, bilen kaç kişi var bilmiyorum. Her kültürü ancak o kültürün kendi lisanı tam manası ile ifade edebilir. Şimdi biz, Osmanlı'dan ne anlıyoruz sanki? Dillerinden bir kaç kelime biliyoruz (tabii papağan gibi, yani manasını anlamaksi zın ezberlenmiş bir kaç kelime); işte hepsi o kadar. Kelamsız düşünce olur mu? Kelime dağarcığımız beşyüz kelimeye düştü neredeyse...
Tarih Felsefesi Yazıları s.10
·
86 görüntüleme
Ne ile tefekkür edeceğiz ki? Ve hangi seviyede? Ne düşü nebiliriz ki, ne söyleyelim? Öyleyse, ne konuşacağız ve nasıl konuşalım? Men çi gûyem tanburem çi mizened? Ben ne diyo rum, tanburum ne çalıyor? Gûya karşılıklı kelam ediyoruz, amma başka başka makamlardan dem vuruyoruz. Maksud beyan kucâ, üslûb-i kelam kücâ? Beyanın maksudu nerede, ke lamın üslubu nerede?
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.