Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

416 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Küçük hayaller bir insanın yüreğini harekete geçiremez.
Hepimizin bir şeyler yapmak, başarmak için derinlerde olan, bastırdığı bir sesi var. Ve eminim ki çoğu insan yapmak istediği bu amaç uğruna çok şey feda edebilir. Kimi henüz onu bulamadı, kimisi var olduğunu biliyor fakat ortaya çıkarmakta zorlanıyor; kimisi buldu ve onun için savaşıyor. O bizim hayat amacımız ve kendimize verdiğimiz yaşam görevi. Kitap, ustaların biyografilerinin, amaçlarını nasıl bulduklarının ve hayat görevlerini nasıl tamamladıklarının bir derlemesidir. İktidarın nihai biçimi üstatlıktır. Hepimiz kendi alanlarımızda usta olma yeteneğine sahibiz, ancak çok azımız olacak. Zira bu dünyadaki çok az insan kendi zihnine verdiği emirleri uygulatabilir. Öncelikle kitapta bahsedilen ilk konudan, 𝐇𝐚𝐲𝐚𝐭ı𝐧 𝐆ö𝐫𝐞𝐯𝐢'nden bahsedeceğim. Çocukluğumuzdan beri hepimizin belirli bir konuya karşı doğal bir eğilimi var, ancak sosyal normlara uyduğumuzda ve diğer saçmalıklara odaklandığımızda bu yanımıza beynimiz çok az dikkat etti, ve neticede çağrıya yanıt veremedik. Bu içsel çağrıyla bağlantımızı kaybettik ve ne yapacağımız konusunda akranlarımıza ve ebeveynlere teslim olduk. Yanlış anlaşılmasın, başarılı olmuş olabiliriz, ancak er ya da geç mutsuz olduğumuz gerçeğini fark edeceğiz, istemediklerimizi yaptığımızda sesi kısmak için gerçek bir arzu bizi yakalayacak ve biz kendimizle mücadele edeceğiz. Büyük bir hayal kırıklığı ve geç kalmışlık hissiyle. Mark Twain'in de dediği gibi: "Ben zeki doğmuştum, beni eğitim mahvetti." Hayatınızın görevini tanımlamak için, içe bakın ve eğilimlerinizi bulun ve mümkünse bu ilgiye uyacak bir kariyer yolu arayın, aksi takdirde sabah sekiz de gidip akşam altıda çıktığınız işinizden zaman ayırmak zorunda kalacağınızdan dolayı; zor yoldan yapmanız gerekir. Hayat görevinizi edindikten sonraki ikinci aşama, becerileri edindiğiniz çıraklıktır. Çıraklık aşaması zihnin ve karakterin dönüşümüne hizmet eder. Pratik bilgiyi geliştirir ve insanların nasıl çalıştığını açıklar. Çıraklık aşaması en gelişimsel ve dönüştürücü aşamadır. Çıraklık aşamasının üç ana adımı: Derin Gözlem - Çıraklık aşamasına girdikten sonraki birincil görev, mümkün olduğunca derinlemesine gözlemlemek ve özümsemektir. (Pasif mod) Beceri Kazanımı - Çıraklığın en kritik kısmı. (Pratik modu) Deneme: Bu, sürecin en kısa kısmıdır: Edindiğiniz deneyimlerle denemeler yapın. (Aktif mod) Ayrıca zanaatkarlık zihniyetini benimseyin. Her şeyin sanal olduğu bir çağda yaşıyoruz. Çıraklık aşaması, karmaşık beceriler geliştirmek için bir alana uzun süre maruz kalmaktır. Uzun ve zorlu görünebilir, ancak bu konuda kısa yol yoktur ve eğer doğru yapılırsa ustalığın yolunu açar. Üçüncü aşama, mentor desteği. Hayat kısadır ve öğrenme ile yaratıcılık için zaman sınırlıdır. Doğru mentor bu süreçte size yardımcı olur. Onların bilgisi sizin olur. Mentor - öğrenci ilişkisi öğrenmenin en verimli ve üretken şeklidir. Sıfırdan bir şeyler öğrenmeye başlıyorsanız, birisinin zaten bu yoldan geçmiş olma ihtimali oldukça yüksek. Eğer ondan bir şeyler öğrenebilirseniz, zamanınız ve çabanız önemli ölçüde azalacaktır. Kendi kendime yaptım, diye bir şey yoktur. Başarılı olan herkes, insanların desteğini aldı ve çeşitli koşullarda kendilerine yardım etmelerini sağladı. Dört, Duygusal ve Sosyal zeka. Üstatlık arayışımızdaki en büyük engel, çevremizdeki insanların yolumuza taş koyması ve manipülasyonlarıyla başa çıkarken yaşadığımız duygusal tükenmelerdir. İnsanları anlamak ve okumak başlı başına bir bilimdir. Tarihteki en iyi sosyal zeka uygulayıcılarından biri
Benjamin Franklin
Benjamin Franklin
olmalıdır. Beşinci aşama, zihnin açık olmasıdır. Boyutlararası zihni uyandırmak, daha temel olarak ele almak gerekirse; zihni yaratıcı bir hale getirmek oldukça önemlidir. Zihninize hükmetmeyi öğrenmeniz gerekir (Dune adlı roman serisinde bu konu oldukça iyi bir şekilde ele alınmıştır öneririm). Üç zihin durumu- Orijinal Zihin – Dünyaya doğrudan bakar. Esnektir ve yeni bilgilere açıktır. Olaylara yoğun bir şekilde bakar, ancak bu yoğunluk kaçınılmaz olarak azalır. Orijinal Zihin çocuksu ve yüksek düzeyde yaratıcılığa sahiptir. Geleneksel Zihin - Geçimini sağlamak ve topluma uyum sağlamak için baskı altındaki zihin. Geleneksel Zihin, çocuksu oyunlar oynamamayı gerektirir, ciddi ve kesinlikle disiplinlidir. Boyutsal Zihin – Boyutsal Zihin, Üstatların cephelerinde kullandıkları şeydir. Disiplini ve çocuksu ruhu birleştirirler. Konuyla ilgili yüksek düzeyde bilgiyi ve bu bilgiyi yeni ve orijinal şekillerde kullanmak için esnekliği birleştirir. Sınırlayıcı inançları yok eder ve bu aşamada değişimi ve tuhaflığı kucaklar. Çıraklık eğitiminden sonra bilginizi ilgili alanlara genişletmek çok önemlidir. Farklı fikirler arasında yeni ilişkiler kurmanız gerekir. Problemleri her açıdan değerlendirin, inceleyin. Ve eğer bu seviyeye ulaşmayı başarabilirsen, yakında işlerini yapmanın kendine özgü bir yolunu bulacaksın. Sana öğretildiği şekilde değil, kendi tekniklerinle. "𝘚𝘦𝘻𝘨𝘪𝘴𝘦𝘭 𝘣𝘪𝘳 𝘻𝘪𝘩𝘪𝘯 𝘬𝘶𝘵𝘴𝘢𝘭 𝘣𝘪𝘳 𝘢𝘳𝘮𝘢ğ𝘢𝘯𝘥ı𝘳 𝘷𝘦 𝘨𝘦𝘳ç𝘦𝘬ç𝘪 𝘻𝘪𝘩𝘪𝘯 𝘪𝘴𝘦 𝘴𝘢𝘥ı𝘬 𝘣𝘪𝘳 𝘩𝘪𝘻𝘮𝘦𝘵𝘬𝘢𝘳𝘥ı𝘳. 𝘏𝘪𝘻𝘮𝘦𝘵𝘬𝘢𝘳𝘭𝘢 𝘨𝘶𝘳𝘶𝘳 𝘥𝘶𝘺𝘢𝘯, 𝘢𝘯𝘤𝘢𝘬 𝘢𝘳𝘮𝘢ğ𝘢𝘯ı 𝘶𝘯𝘶𝘵𝘢𝘯 𝘣𝘪𝘳 𝘵𝘰𝘱𝘭𝘶𝘮 𝘺𝘢𝘳𝘢𝘵𝘵ı𝘬." -Einstein Son olarak, Usta-lık. Genellikle yüksek vasıflı işçileri, özel veya doğanın köleleri olarak etiketleme eğilimindeyiz. Bunu kendimiz hakkında iyi hissedebilmek için yapıyoruz. Göremediğimiz şey ise, zanaatlarını bilemek için harcadıkları binlerce saatlik çalışmadır. Sadece bitmiş ürünü görüyoruz, ancak yapılan ürünü ve bunu yapmak için gereken işi görmüyoruz. Herhangi bir şey üzerinde ustalık kazanmanın saf azim ve yoğun bir iş ahlakı gerektirdiği söylenir. Bilim adamları, on bin saatlik çalışma sürecinden sonra beynin kelimenin tam anlamıyla büyük bir değişim geçirdiğini buldular. Bu süreçte beyinde yeni oluklar oluşuyor ve bu yaklaşık cidden tamı tamına, daha doğrusu aşağı yukarı on bin saat sonra gerçekleşiyor. Bu zeka biçimine ulaşmak, yıllarca süren çalışmamızı niteliksel olarak zengin kılmaktır ve söylenenin aksine; sadece bunun uğruna saatler harcamak değildir. Satranç Ustası Bobby Fisher, on bin saat kuralının harika bir örneğidir. Tahtaya ve taşlara o kadar aşinaydı ki, oyun sırasında belirli hamleler kendini ona nerdeyse yirmi hamle önceden gösteriyordu. Tam da bu hareketi daha öncesinde pratik yaparken gördüğü için, rakiplerini ne olacağını bilmeden önce tuzağa düşürür, kimse ne olduğunu anlamadan da oyun bitiriyordu. Bu ona rakiplerine karşı bir avantaj sağlardı. Anlayacağınız, ustalar sezgiye dayalı kararlar alırlar ve bu sezgi herhangi bir beceri gibi pratik ve deneyim gerektirir. Bir alanda ustalaşmak için, konuyu sevmeli ve onunla derin bir bağlantı hissetmelisiniz. Üstatlığın zaman ve adanmışlık gerektirdiği kısa yollar yoktur. Evet içinde yaşadığımız hızlı ve hiç durmadan sürekli bir devamlılık ile ilerleyen bu dünyada tam şu an, şimdi sonuç istiyoruz, ama üstatlık böyle işlemez. "İnsanlar ustalığımı elde etmek için ne kadar çok çalıştığımı bilselerdi, bu hiç de harika görünmezdi." - Michelangelo
Ustalık
UstalıkRobert Greene · Altın Kitaplar · 2015582 okunma
··
1.396 görüntüleme
Fatih okurunun profil resmi
Kitap adım adım uygulayarak mi okunuyor yoksa bir çırpıda okunacak bir kitap mı?
yeşil okurunun profil resmi
okuyarak notlar çıkarmanı tavsiye ediyorum fakat öncelikle #181144687 bu kitabı okumalısın
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.