Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

yeşil

Sabitlenmiş gönderi
"Cenke girip ya zafer kucaklayıp galip olacaksın veya öldürüleceksin ve her şeyden kurtulacaksın."
Reklam
296 syf.
·
Puan vermedi
·
26 günde okudu
Kendinle Savaşma Sanatı
Kendinle Savaşma SanatıFumitake Koga
8.6/10 · 1.065 okunma
FİLOZOF: İnsan bir başkası tarafından övülmek ister. Ya da birisini övmeye karar verir. Bu, kişinin tüm kişiler arası ilişkileri 'dikey ilişkiler' olarak gördüğünün kanıtıdır. Senin için de geçerli; övgü duymak istediğin için dikey ilişkilerle yaşıyorsun. Adler psikolojisi, her türlü dikey ilişkiyi reddeder ve tüm kişiler arası ilişkilerin yatay ilişkiler olmasını önerir. Bir bakıma, bu noktaya Adler psikolojisinin temel ilkesi olarak bakılabilir. GENÇ: 'Eşit ama aynı değil' sözleriyle anlatılmak istenen bir şey mi?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Övgü eylemine, 'güç sahibi birisinin güç sahibi olmayan bir kişi hakkında hüküm vermesi' durumu dahildir.
Sayfa 201Kitabı okudu
Bulutlar geçer yağmur yapacağını yapar, bütün varlıklar tek tek kalıplarına akar.
Reklam
Cesareti söylüyor Ahmed Arif. Yiğitliği. Bir pınar gibi, bir yeraltı suyu gibi, bir tipi gibi. Dostuna yarasını gösterir gibi.
Sayfa 125Kitabı okudu
Hiçbir zaman söyleve düşmez. Bir duygu sağnağı, imgeler halinde, sıra sıra mısralar kurar. Ana düşünce, dipte, her zaman belirli, ama sakin durur; çoğalır, büyür belki, ama kalın bir damar halinde hep dipte durur. Pir Sultan Abdal'ı, Urfalı Nazif'i, Köroğlu'na, Bedrettin'e götürüyor. Büyük bir sevgiye, bir umuda çağırıyor Anadolu insanını; gözlerinden öperek, çıldırasıya severek. Evet, halk türkülerinden yararlanıyor Ahmed Arif. Yalnız, halk kaynağının, edebiyat için, şiir için, türkülerden öte daha bir sürü olanak taşıdığını, hatta öbür halk kaynakları içinde türkülerin o kadar da büyük bir ağırlık taşımadığını iyi biliyor. Bu yanıyla halk kaynağına eğildiklerini sanan başka şairlerden ayrılıyor. Onlar gibi sadece türkülere yaslanmıyor. Özellikle destan türü için vazgeçilmez olan tavrı ta temelden takınıyor. Çalışmalarını ona göre yapıyor.
Büyütüyor, besliyor; ama boğulmuyor onların arasında.
Sayfa 123Kitabı okudu
Nâzım Hikmet, şehirlerin şairidir. Ovadan seslenir insanlara, büyük düzlüklerden. Ovada akan "büyük ve bereketli bir ırmak" gibidir. Uygardır. Ahmed Arif ise dağları söylüyor. Uyrukluk tanımayan, yaşsız dağları "asi" dağları. Uzun ve tek bir ağıt gibidir onun şiiri. "Daha deniz görmemiş" çocuklara adanmıştır. Kurdun kuşun arasında, yaban çiçekleri arasında söylenmiştir, bir hançer kabzasına işlenmiştir. Ama o ağıtta, bir yerde, birdenbire bir zafer şarkısına dönüşecek- miş gibi bir umut (bir sanrı, daha doğrusu bir hırs), keskin bir parıltı vardır. Türkü söyleyerek çarpışan, yaralıyken de, arkadaşları için tarih özeti çıkaran, buna felsefe ve inanç katmayı ihmal etmeyen bir gerillanın şiiridir. Karşı koymaktan çok, boyun eğmeyen bir doğa içinde. Büyük zenginliği ilkel bir katkısızlık olan atıcı, avcı bir doğa içinde.
Sayfa 122Kitabı okudu
Her şairin konuşma tarzıyla (harta yüzüyle) şiiri arasında bir yakınlık, bir benzerlik vardır muhakkak; ama konuşmasıyla şiiri arasında bu kadar bir özdeşlik bulunan bir şaire ilk kez Ahmed Arif'te rastlıyordum.
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
"Bir şair: Ahmed Arif Toplar dağların rüzgârlarını Dağıtır çocuklara erken" Şu yaşadığımız günler sıkıntılı, karmaşalı günler. Çok hareketli günler.
Sayfa 121Kitabı okudu
Vurulmuşum Dağların kuytuluk bir boğazında Vakitlerden bir sabah namazında
Sayfa 112Kitabı okudu
Bu dağ Mengene dağıdır Tanyeri atanda Van’da Bu dağ Nemrut yavrusudur Tanyeri atanda Nemruda karşı Bir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudur Bir yanın seccade Acem mülküdür Doruklarda buzulların salkımı Firari güvercinler su başlarında Ve Karaca sürüsü Keklik takımı...
Sayfa 106Kitabı okudu
15,7bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.