Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

yeşil

296 syf.
·
Puan vermedi
·
26 günde okudu
Genel olarak insanın patolojik davranışları açısından mükemmeldi lakin diğer yandan insan davranışları ve psikolojisine yönelik açık hedefler belirlenmesini saçma buldum. Aşağılık duygusunu ve kompleksini o kadar iyi anlatmıştı ki, kitap kapağını izletti, kütüphaneden iyi ki almışım dedirtti. Etrafımdaki kompleks sahiplerini tanımlayabilmemde de
Kendinle Savaşma Sanatı
Kendinle Savaşma SanatıFumitake Koga · Koridor Yayıncılık · 20191,084 okunma
Reklam
392 syf.
4/10 puan verdi
·
32 günde okudu
Kitabın görgü kurallarıyla ilgili temel bir bakış açısı sunabileceğini umuyordum. Ancak, İslam dinini ve onun kurallarını baz alarak yazıldığını düşünüyorum. Uluslararası bir anlatımı kesinlikle yok. Özellikle, Türk kültürüne odaklandığı iddiasına rağmen, daha genel ve kapsayıcı bir perspektifin olmaması da hayal kırıklığı yarattı. Kitabın vasat olduğunu düşünmemin ana nedeni, çok dar bir bakış açısı içermesi. Yazarın, İslami görüşleri temel alarak konu anlatımı yapması, günümüz dünyasına uyum sağlamakta zorlanan bir eser olduğunun bi nevi ispatı. Görgü kuralları, sadece belirli bir dini veya kültürel çerçeveden değil, geniş bir perspektiften ele alınmalı bana göre ve bu kitabın bu gerekliliği karşılamadığını düşünüyorum.
Görgü Kuralları
Görgü KurallarıKolektif · Yeni Asya Neşriyat · 20061 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
20 saatte okudu
İradeyle donanan, strateji ve hükmetme sanatını ustalıkla icra eden: Diyarının efendisi, Bozkırın tanrısı ve şeytanı. Birinci kişi ağzından onu okumak farklı bir deneyimdi açıkçası. Gariptir ki, güncenin sonuna doğru bir teslimiyet mevcut; anlamı yok, ama kazanmak istiyor. Kaderini yaşıyorum sevgili Çağatay. Dünya avuçlarının içindeydi.
Timur'un Günlüğü - Tüzükat-ı Timur
Timur'un Günlüğü - Tüzükat-ı TimurEmir Timur · İnsan Yayınları · 2020178 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
176 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
Kitap hakkında genel olarak, bir kavramın nasıl inşa edildiğini öğrenmek istiyorsanız okumanızı tavsiye ederim. Oğuz Atay üzerinden dilin ve söylemin mağduriyet üzerindeki etkisini tartışırken diğer yandan toplumsal yapılar ile birlikte güç ilişkilerinin mağduriyetin oluşumunda nasıl roller oynadığını öğreniyoruz. Artı olarak edebiyatın etik ve politik boyutlarını da gözlemlemek mümkün kitapta. Edebiyatın sunduğu teselli ve arınma imkanları da ele alınıyor. Mağdurun sesini duyurabilmesinin önemini anlamak açısından kayda değer bir analiz. Oğuz Atay'ın dile güvenmeyen, kelimelerden kuşkulanan yanını neredeyse okuduğum her kitabında vurguluyor Gürbilek. Tavsiyem daha farklı yazarlarımıza yer vermesi, genel olarak Dostoyevski ve Atay eleştirilerini bir kaç tık azaltması. Mağduriyetin edebiyatta nasıl temsil edildiğini salt bir kaç yazarla açıklamak bana indirgenmiş bir anlatım gibi geliyor. Zira bir çok insan içinde bu böyledir; çeşitlilik iyidir.
Mağdurun Dili
Mağdurun DiliNurdan Gürbilek · Metis Yayıncılık · 2008264 okunma
368 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Birleşmiş Milletler Barış Gücü bünyesinde görev yaptığı sırada Mostar'da yaşıyordu Vassaf, ve bu dönemde tuttuğu notları kitaplaştırdı. Neretva Nehri'nin kıyısında, iki farklı kültürün buluştuğu bir şehirde, Mostar Köprüsü'nün hikayesiyle başladı her şey. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan, 16. yüzyılda inşa edilmiş bir
Mostari
MostariGündüz Vassaf · Yapı Kredi Yayınları · 2013144 okunma
Reklam
255 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kendini beğenmiş ve indirgemeci bir dil. İnsan olmanın ekolojik ve politik yönlerini tartışıyor lakin, Markist bir şekilde. Kant'ın felsefesinden izlerde gözlemleyebilirsiniz kitapta, Kant'tan alıntı yapmak gerekirse, ortada gerçekten bir dünya var, ama biz insanlar (genellikle belirli bir kasttan insanlarız) erişebildiğimiz tek şey
İnsan Türü
İnsan TürüTimothy Morton · Profil Yayıncılık · 202010 okunma
64 syf.
·
Puan vermedi
Evrensel temaları mensur şeklinde okumak zevkliydi, her cümle başka bir evrene kapı açıyor. Çok ahım şahım bir kitap değil lakin küçümsenecek bir eser olduğunu da düşünmüyorum. Sayfa sayısı az, bir kaç saatte okunabilir. Kim bilir belki de kitaptaki herhangi bir cümle size farkındalık kazandıracak, bilemezsiniz. Demem o ki kötü yorumlara aldırış etmeyin, şans vermeye değer bir kitap. En fazla ne kaybedersiniz ki? Her anınızı dolu dolu, verimli bir şekilde yaşamadığınıza eminim. "Çok az zaman var, vakit geçmek bilmiyor."
Yad
YadMeltem Ahıska · Metis Yayınları · 202030 okunma
·
Puan vermedi
Psikolojiden, davranışsal ekonomiden, matematikten ve nörolojiden bahsedip beni biraz umutlandırsa da nihayetinde fos bir kitap. Zaman kaybı olduğunu ve bu tarz saçmalıklardan ziyade direkt
Ian Hacking
Ian Hacking
okuyarak okurun elde etmek istediği bilgiye ve daha fazlasına ulaşacağını belirtmek isterim. Zaman kaybetmek istiyorsanız okuyabilirsiniz, size kalmış.
Şansını Nasıl Yaratırsın?
Şansını Nasıl Yaratırsın?Janice Kaplan · Kuraldışı Yayınevi · 20191 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
"Bazen yaşamayı çok istersin ama tutunacak bir neden bulamazsın. Bazen ise çoktan ölmüşsündür ama tabutunun üzerine bir gökyüzü çizer ve onu izleyerek hala hayatta olduğunla ilgili hayaller kurarsın." Aklımı toparladım ve asıl duruma odaklandım, şu an da kalmaya çalıştım. Bunun için çaba sarf etmem gerekiyor çoğu zaman çünkü geçmiş bir
Dua Saatleri Kitabı
Dua Saatleri KitabıRainer Maria Rilke · Yapı Kredi Yayınları · 2008355 okunma
432 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
Bir çok hayat görüşümü optimize etti evet lakin genel olarak kendime bir Stoacı kimliği takınamıyorum. Toplumun refahı için değil, kendim için çabalıyorum. Ve sürekli yanlış seçimler yapan, doğru olanı reddedip 'ben doğruyum' edasıyla inatlaşarak 'toplumu' uçuruma sürükleyen güruh için çabalayacağımı hiç sanmıyorum. Fakat
Stoacının Günlüğü
Stoacının GünlüğüRyan Holiday · Pegasus Yayınları · 2021449 okunma
Reklam
216 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Siyasi eylemin klasik mantığını veya klasik solun konformasyonunu kopyalamayan hareketleri yeni bir şekilde analiz etmeyi, yorumlamayı ve değerlendirmeyi hedeflemiş. Şahsen ben kitaba bayıldım, mükemmeldi. Yeni örgütlenme ve direniş biçimleri, toplumsal hareketlerin mantığı gibi konuları müthiş işlemiş kitapta. Şili isyanında olanlarla ve genel olarak sistemde radikal siyasi değişiklikler yapmaya çalışan ancak klasik solla özdeşleşmeyen hareketlerin ortaya çıkmasıyla belirli bir paralellik kurulabilir.
İktidarı Dağıtmak
İktidarı DağıtmakRaul Zibechi · Otonom Yayıncılık · 201510 okunma
·
Puan vermedi
Son zamanlarda 'salt' bakış açısına o kadar odaklanmışım ki, biçimlenemeyecek bazı duygular ve hatta olgular olduğunu unutmuşum. Vasat bir bakış açısı gibi gelebilir aslında ama minimal bir zihin diyorum ben bu duruma. Gereksiz anlam karmaşasına bir son vermek, asıl amaç. Geçmişsiz ve geleceksiz sevinçler ile biçimlenemeyen, henüz varolmamış bir takım gerçeklikler, henüz yazılmamış bir öykü - bir masal, geleceğin gizemli yolları diyelim kısaca. Minimalist bir zihin, her şeyi basitleştirmek ve temel amaçlara odaklanmak için güçlü bir araç, gereksiz karmaşayı ortadan kaldırarak güçlü bir bakış açısı sunuyor kişiye. İdeolojik şablonlarla değil de kendi gözlüklerimizle bakmalıyız hayata. Önemli olan metalara odaklanmak ve gereksiz olanlardan vazgeçmek bahsettiğim şey aslında. İşte bu noktada Nilgün Marmara'nın şiirleri ve düşünce yapısı duygularımı daha iyi anlamamda yardımcı oluyor; hayatın özünü yakalamak ve anlamını keşfetmekle ilgili olan şiirleri, düşüncelerini en saf ve etkili şekilde ifade etmesi ve bununla birlikte ideolojik şablonların ötesine geçen kişisel deneyimler ve duygusal derinlikler, bir anlam karmaşasından çok uzakta tutuyor insanı. Odaklanmama yardımcı oluyor. Tabii bu bakış açısıyla da alakalı, gereksiz romantize ettiğimi düşünebilirsiniz, fakat bir yazı daha da doğrusu bir şiir sadece yazıldıkları şekilde değil, aynı zamanda nasıl algılandıkları ve anlamlarının nasıl yorumlandığı şeklinde de düşünülebilir. Temel anlamları vurgulama, ifade etme yolunda sadece yaşam tarzı veya sanatsal ifade ile sınırlı değil, her alanda. Salt olmak.
Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987)
Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987)Nilgün Marmara · Everest Yayınları · 20143,509 okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
Kurumsallaşmış bir sistem olarak moda, giysi ve giyim tarzlarına odaklanan diğer moda yaklaşımlarından farklı. Modanın kurumsal gelişiminin sosyal bağlamına yönelik bir ilgi eksikliği var ve modabiliminin konusu da bu. Birçok estetik ötesi unsuru hiçe sayamayız, yapısal-işlevsel bir yaklaşım benimsenmeli; ürünlerin üretimi, dağıtımı ve tüketimi ayrıca bunlarla çok yakın ilişki içinde olan hizmetleri kapsar. Bir toplum üretmediği bir şeyi dağıtamaz ve dağıtmadan üretemez. Modayı sadece giyimle sınırlamaz; aynı zamanda moda ile kültürel semboller, kimlik ve toplumsal yapılar arasındaki ilişkileri inceler. Sadece sosyal roller, kurumsal örüntüler ve sosyal yapı gibi standartlaştırılmış öğeler değil konumuz. Bireylerin ve toplumların bu soyutlamayı nasıl kullandığını öğrenmemiz ve konu hakkında bilinçlenmemiz lazım ki, kapitalizmi daha iyi anlayabilelim. Nihayetinde, moda kavramını çok boyutlu bir şekilde ele alan önemli bir kaynak olduğunu düşünüyorum. Moda ile giyim arasındaki farkı anlamanıza, modanın kültürel ve sembolik boyutlarını keşfetmenize ve modanın toplumsal yapılar üzerindeki etkisini anlamanıza yardımcı olacaktır. Giriş niteliğinde okunabilir mi emin değilim, daha temel kaynaklar elbette ki vardır.
Moda-loji: Moda Çalışmalarına Giriş
Moda-loji: Moda Çalışmalarına GirişYuniya Kawamura · Ayrıntı Yayınları · 201621 okunma
222 syf.
4/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Dinlerin kimilerindeki başka inançları hor gören hoşgörüsüz bağnazlığı ayıplamaktan da geri durmamışlar: Zaten bu bağnazlık, bu dinlerin kendilerini yıkmak gibi bir eğilim göstermekte. Sevgi duygusunun kendisi bile, bu hınç karşısında hınç duyulmasını emreder. Dinleri tanıtıp anlatmak kadar sevdirmek amacını da güden bir kitap olduğu için beğenmedim. Sevdirmeye çalıştığı da semavi dinler. Pek önermem daha iyi kaynaklar mevcut. Kendinize Eliade okumak gibi bir iyilik yapabilirsiniz.
Dinler Tarihi
Dinler TarihiFelicien Challaye · Varlık Yayınları · 200274 okunma
197 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Sararmış yeşiller grileşirken,
Bitkilerin kültür, tarih ve mitolojideki yerini merak edenler için bire bir olan bir kitap. Tıbbi, dini ve ritüel amaçlar için nasıl kullanıldığına, antik çağlardan günümüze kadar uzanan bitkilerle ilgili inançlara ve hikayelere odaklanılmış. Su gibiydi, zevkli bir okuma. Aslında kitabı okuma amacım, doğanın kültürle olan
Bitki Mitosları
Bitki MitoslarıDeniz Gezgin · Sel Yayınları · 2010143 okunma
88 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.