Gönderi

Ömer bin Abdülaziz zamanında büyük kıtlık oldu. Araplardan bir grup geldi, içlerinden birini konuşması için seçtiler. O adam da: "Ey müminlerin başı, sana büyük bir sıkıntıyla geldik. Yiyeceğimiz olmadığı için bedenimizde derilerimiz kurudu. Hazinede olan mal üç şey içindir: Ya Allah, ya Allah kulları ya da senin için. Allah için olursa Hak Teâlâ zengindir; mala ihtiyacı yoktur. Kulları için ya da senin için olursa bize sadaka ver, Allah sadaka verenleri mükâfatlandırır." dedi. Ömer bin Abdülaziz'in gözleri yaşla doldu, "Senin dediğin gibidir." dedi. İhtiyaçlarını beytülmâlden verdi. Araplar huzurdan çıkmaya niyetlendiklerinde Ömer bin Abdülaziz: "Ey hayırlı insan, Allah'ın kullarının ihtiyaçlarını ve sözlerini bana ulaştırdın, benim sözümü de Cenâb-ı Hakk'a ulaştır ve ihtiyacımı O'na arzet." dedi. Arap başını kaldırıp şöyle dua etti: "Yà Rabbi, Ömer bin Abdülaziz zordaki kullarının ihtiyacını giderdiği gibi sen de onun muradını yerine getir." Daha dua bitmeden bir bulut ortaya çıktı ve bolca yağmur yağdı. Yağmur damlaları arasından büyük bir dolu bir taş üstüne düşerek parçalandı. İçinden bir kâğıt çıktı ve üstünde "Bismillahirrahmanirrahim, bu Ömer bin Abdülaziz için Aziz ve Cebbar olan Allah'tan gelen ateşten kurtuluş beratıdır." yazılıydı.
Sayfa 159 - Büyüyenay YayınlarıKitabı okudu
·
1 plus 1
·
140 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.