Hakan Bıçakcı okurken acayip keyif alanlardan biriyim ben. Tanıdık karakterlerin monoton hikâyeleri zihnimde yerini buluyor bir şekilde. Diyorum, herhalde farkında olmadan açtığım bir boşluğu dolduruyor orada. Bu kitapta, Kumandan lakaplı genç bir adama eşlik ediyoruz. Bu vesileyle de sıradan hayatların şalteri atınca -kısa süreliğine de olsa- raydan çıktığına şahit oluyoruz. Daha uzun olmasını dilerdim, severek okudum. =)
*Bay Perker'in klasik gömlekleri hikâyeyle yer yer uyuşmazlık gösterse de, illüstrasyonların novellaya keyif kattığını düşünüyorum. =)