Derûnun derdini her yerde açma
Sabr eyle bu yolda olmagıl ilhâh
Gizle esrarını meydâna saçma
Her yerde açılıp olma sen şerrâh
Râh-ı müstakimi bırakma elden
Evradı ezkârı terk etme dilden
Sıdk ile kulluk et cân u gönülden
Çok feth-i bâb eyler Ol Ganî Fettâh
Bir tabîb-i hazık Lokmana yürü
Cân u ten derdine dermana yürü
Pîr-i Sâmî gibi sultâna yürü
O'dur kalbimizi eyleyen ıslâh
Eğnime giymişem gam libâsını
Murg-veş beklerem ten yuvasını
Şalih'em çekerem aşk belâsını
Âhir bu derd beni eylemez iflah
Derûn = İç, sır, gizli.
ilhâh = Kabul için direnme, zorlama.
Esrar = Sırlar.
Şerrâh = Şerh eden, herşeyi söyleyen.
Râh-ı müstakim = Doğru yol, şeriat
Evrâd = Vird, her gün yapılan ders.
Ezkâr = Zikirler.
Sıdk = Doğruluk, sadakat.
Feth-i bâb = Maneviyat kapısının açılması.
Gani, Fettâh = Allah'ın isimleri (Zengin ve iyilik kapılarını açan).
Tabîb-i hazık = İşinin ehli doktor.
Lokman = Lokman Hekim (Mürşid).
Cân üten = Ruh ve beden.
Sultân = Padişah, hükümdar.
Eğnime = Sırtıma, üstüme.
Libâs = Elbise.
Murgu-veş = Kuş gibi.
Âhir = Son, sonraki, sonunda.