Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Arayış demek, olduğun halinle tatmin olamamak demektir. Peki o zaman aramamak nedir? Aramamak şudur: A, A olmaktan son derece memnundur ve B olmaya dair hiçbir arzusu yoktur. Tatmin, aydınlanmanın başlangıcıdır. Tatmin, aydınlanmaya dönüşen tohumdur. Arayan tatminsiz, gergin ve endişelidir. Sürekli bozguna uğrayacaktır çünkü her ne yaparsa yapsın, başarısız olmaya mahkumdur. Bunu unutma çünkü insanlara sürekli, “Dünyevi şeylerin peşinde olma, öbür dünyaya dair şeylerin peşinde ol” deyip duran dinler, din adamları, pedagoglar var. Onlar yalnızca arayışın nesnesini değiştiriyorlar. “Paranın peşinde olma, meditasyonun peşinde ol” diyorlar. Ve yüzeyde senin varlığını dönüştürüyorlarmış gibi görünüyor. Bu doğru değil. Onlar yalnızca oynayacağın yeni bir oyuncak veriyorlar eline. Ama eski arayış devam etmiş oluyor; yine aynı eski halinle kalacak, aynı eski çürümüş kafada, aynı dolaşıp durma hali, gerginlik, hüsran ve endişeler içinde kalacaksın. Bu hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Dönüştürme bu değildir. O zaman nedir dönüştürme? Dönüştürme, arayışın özünü kavramak, seni varmaktan alıkoyan şeyin arayışın kendisi olduğunu, arayışın duvar gibi olduğu, seni aradığın şeyden ayırdığını, bırakılması gereken tek şeyin arayış olduğunu görmektir. Aramak bu dünyaya, aramamak ise öbür dünyaya dairdir. Arayan, aramayan haline geldiğinde dindar birine dönüşür. Peki nasıl aramayan biri olunur? Kişi ancak bu anlayışa sahip olduğunda aramayan birine dönüşebilir: Bir hedefin peşinde gitmek yerine yapılacak olan ilk ve en gerekli şey, “Ben kimim? Nereden geliyorum? Kaynağım nedir?” sorularına yanıt bulmaktır. Dalga, kaynağını ararsa okyanusu bulacaktır. İnsan da kaynağını ararsa Tanrı’yı bulacaktır.
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.