Gençlik’miş.
Yarı otobiyografik denilebilecek bir eser. İlk kez 1852 yılında Sovremennik dergisinde yayımlanmıştır. Samimi ve çarpıcı bir anlatımı var. Yayımlandığı dönemin edebiyatçıları tarafından da büyük bir ilgi gördüğü söyleniliyor.
Bundan önce
Çocukluk bana resmen ilaç gibi geldi:) Sade bir kurgusu var ve okurken çok keyif alıyorsunuz. Okurken eserdeki bazı cümleler de beni çocukluğuma götürdü. Ve çocukken ki düşüncelerimin çoğuna rastladım…
“Bir daha geri gelmeyecek mutlu çocukluk dönemi! Çocukluk anılarını nasıl sevmez, nasıl üstüne titremez insan? Bu anılar ruhumu canlandırır, yüceltir ve benim için en güzel zevklerin kaynağıdır.” [s.69]
“Çocukken büyüklere benzemeye çalışırken, çocukluktan çıktıktan sonra çocuklara benzemek istemem ne kadar garip bir şey.” [s.95]
Bu iki cümle bence eserdeki en çarpıcı cümleler. Ve o kadar doğru ki. Bu cümlelerde kendimi okudum ben. Cidden çocukluğun kıymetini bilmek gerekiyor. Büyüdükçe sorumluluklarımız o kadar artıyor, o kadar yorucu oluyor… Ah çocukluk! Keşke o zamanlara geri dönebilseydik diyorsunuz.
Zevkle okuduğum bir kitap oldu. Üçlemenin devamı olan diğer iki kitabı da okuyacağım:)
Ben sevdim. Hiç Tolstoy okumayanlara da ilk olarak bu eseri okumalarını öneririm.
Kitaba puanım 10
ÇocuklukLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20107,2bin okunma
·
841 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.