Bir ülkeden geçtim, hüzünlü bir ülkeden.
Bir beşik kuşağı gibi boş bir beşikten
Uzanıyordu soluk nehir toprak düzlükten,
Üzerinde nemli sis giysisinden
Geriyordu söğüt, ölü elini kendinden
Öyle hüzünlendim. Dondum kaldım hemen.
Yol kenarında çömeliyor gördüm seni ben.
Bir zaman haberdardım mutluluktan ve senden.
Ağlıyordun için kalkarak ve geçmiş kendinden,
O zaman sordum sana: Bu, yurdun mu, neden?...