Marx, sadece teorik alanda değil, pratik, örgütsel devrimci faaliyet açısından da kendinden sonraki kuşaklara son derecede önemli, değerli, vazgeçilmez bir miras bırakmıştır. Başka şekilde söyleyelim: Marx (Engels ile birlikte) kendilerinden sonra uluslararası proletaryanın mücadele
mecrasını oluşturan (o zamanki adıyla) sosyal demokrat harekete ve Ekim Devrimi'nin ateşinden doğacak olan komünist harekete,
üzerinde politika yapacağı zemini, proletaryanın devrimci stratejisinin en önemli unsurlarını, proletarya partisinin en önemli
ilkelerini sağlamış, miras bırakmıştır. Marx pratik devrimci faaliyetin içine girmemiş olsaydı, işçi sınıfı hareketi çok daha geç ve
güç gelişirdi, birçok devrim (aynen Paris Komünü gibi) örgütsüzlükten dolayı ağır sonuçları olacak yenilgiler yaşarlardı