Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

370 syf.
·
Puan vermedi
Felsefenin birçok yerine katkıları olduğu düşünülen Leibniz'in optimist bir açıyla söylediği bir şey vardır. "Mevcut dünya, barındırdığı kötülükleri ile birlikte bir bütün olarak düşünüldüğünde; o, sadece iyi olan bir dünya değildir, mümkün dünyaların en iyisidir." Leibniz bu düşünceyle şunu kastetmiştir aslında. Tanrı, yarattığı mümkün dünyalar içerisinde en iyi olarak yaşadığımız dünyayı seçmiştir. Buradan yola çıkarak açıklamasına şöyle devam eder; Tanrı, kutsal kitaptan da gördüğümüz, "...Tanrı ışık olsun dedi...ve Tanrı bunu beğendi..." gibi ayetlere bakıldığında mümkün dünyalar yaratıldıktan sonra Tanrı yarattığı dünyalar içerisinde yaşadığımız dünyanın fiziksel özelliklerini beğenmiş ve bu dünyanın en iyi dünya olduğunu söylemiştir. Leibniz, kendini felsefi anlamda geliştirmek ve kanıtlamak istediği bu yıllarda kendisine destek verecek, kendisini destekleyecek yerler ve kişiler arar. Bunun için Fransa en ideal yerdir çünkü bu dönemde Fransa, felsefeye altın çağını yaşatır. Leibniz, kendisine bu konuları tartışacak kişileri bulur nihayet. Bunun için kitabın da ana kişileri olan Malebranche ve Arnauld, mektuplaştığı, tartıştığı kişiler olacaktır. Malebranche, bir papaz olmasına rağmen, Leibniz ile tartışmasında Tanrı'yı hem bir kalıba sokar hem de Onun yüceliğini küçümser. Malebrance'ye göre Tanrı bir kişi olarak karar vermiştir. Tartışmanın ana konusu kötülük üzerinedir. Buna göre Tanrı hem mümkün dünyaların en iyisini yaratmış hem de kötülüğü bu dünyaya ekmiştir. Ama neden? Tanrı iyi biri değil midir? Tanrı bize bahşettiklerinden kıskançlık mı duyar? Tanrı'nın eksikleri nelerdir? Arnould aslında Malebranche ve Leibniz 'e "...bu insan küstahlığının zirvesidir." diye bir cevap verse de onun da düşünceleri diğerlerinin yanındadır bir bakıma. Felsefi bir tartışma olduğu düşünülen bu mektuplaşmalar ve diyaloglar sanki soru sormanın ötesine geçer. Tanrı'yı dünyadaki tüm kötülüklerin asıl sebebi olarak görmeye başlamaları, özgür iradenin de olduğunun kabulünün ardından nasıl bir tartışmaya dönüştüğü anlaşılmaz. (Kitap içerisinde öyle bir düşünce vardır ki her dönem buna benzer bir şeyle karşılaşırız. Bir kişi sivrilmeye başladı mı kendi döneminde, onun savunucuları hemen bu kişi gibi birinin daha önce dünyaya gelmediğini söylemeye başlar. Bu felsefe dünyasında da olsa, yığılarak gelişen felsefenin geçmiş bilgilerini inkar etmek değil midir? Bu kişinin bilgi toplamından çıkan bir şey olduğu gerçeğini göstermez mi?) Mümkün Dünyaların En İyisi düşüncesi ve kötülüğün kaynağı düşünceleri üç felsefeci arasında tartışılırken dönemin en ünlü bilim insanı ve filozoflarından biri olan Descartes'i aralarına katma ve onun da fikirlerini alıp kendilerine destek sağlama amacı doğmaya başlar bu kişiler arasında. Descartes'in, bu düşünürlerin sözlerine karşılık yaptığı açıklama herkesi şoke eder çünkü Descartes, insan eylemlerinin sorumluluğunun yine insana yüklenmesi gerektiği açıklamasını yapar. Bu bakış açısıyla tartışılan konunun suçluları yine tartışmayı yürüten kişilerdir. İnsandır. Neyse ki Descartes var. Descartes'in bu komik denebilecek; Tanrı, inayeti ve kötülük düşünceleri tartışmalarına bir el kaldırma hareketi çekmesi yetmiştir. Afallayan düşünürler doğrudan savunma ve saldırı politikaları geliştirirler Descartes için. Ama nafile. Bir çözüm bulmak ne mümkündür? Descartes'in ortaya çıkması Leibniz, Arnould ve diğer tartışmacıların yaptıklarının gündelik işlerle yaşamlarını heba ettiği, çocukça işler olduğu izlenimi doğurur. Leibniz'in tanrı inayeti anlayışı, O'nun yaptıklarının gerçekten iyi olduğu üzerinedir. Tanrı'nın yaptıklarının iyi olmasının yanında, yaptıklarının aksinin de iyi olduğunu düşünmek, Tanrı'ya olan övgüleri yersiz kılar. Bu anlamda Descartes'in düşüncesine karşı çıkar. Çünkü Descartes, Tanrı eylemlerinin iyi olduğu düşüncesindedir. Leibniz'in, Tanrı inayeti düşünceleri kendi keyfi düşüncelerini sağlama almak yönünde görünür. Destek ve övgü ister. Leibniz, Descartes'i anlamamış olmalı ki, Descartes'in Tanrı'sını despot ve bir tiran olarak tanımlar. Leibniz'in düşünceleriden çıkarılabilecek kaba anlam şu olabilir; yüceliği olan Tanrı'nın yaptıklarının hatta yaptığı, yarattığı canlılarca eleştirilmesi söz konusudur. En kaba haliyle de kendi yarattığım bir şeyin nasıl olacağına kendim karar veririm. Eylemlerimin sorumluluğu onundur. Leibniz gibi faydalı bir düşünüre yakışmayacak olsa da bu düşünceleri onun; komik, ahmakça, beyhude bir çabada olduğunu düşündürür. Öyle olduğunu kabul etmiyor olmam, öyle olduğu gerçeğini değiştirmez. Leibniz, "Tanrı bu dünyayı yarattı diye değil, bu dünya öyledir diye Tanrı tarafından seçilmiştir" der. Bu, Tanrı'nın yücelik gücüne, her şeyi yapabileceğimiz gücüne bir kettir öncelikle. Tanrı'nın yarattığı bir şeyden habersiz olması düşüncesi, Tanrı'nın ne gibi bir yüceliğe sahip olduğunu düşündürür. Leibniz ve Malebranche, Tanrı'yı bir insan gibi görmüşlerdir. Ve hatta Tanrı'nın insanlara ve evrensel kurallara saygılı olmasını beklerler. Ve nihayet beklenen son gelecektir Leibniz ve diğer düşünürler için. Çünkü "Beşinci günün şafağında, Doğu'dan süvarilerle gelen Gandalf ve ışık" gibi bir yıldız parlar gökyüzünde. Bu yıldızın adı SPİNOZA'dır. Leibniz'in aradığı desteği bulma çabası, O'nu Spinoza'ya yöneltir. Spinoza'dan alacağı destek ile hem kendini kanıtlayacaktır hem de Descartes'i alt edecektir. Ama Leibniz'in çarptığı kaya çok sert çıkar. Çünkü Spinoza, Leibniz'in dünyası için "Mümkün Dünyaların En İyisi değildir" der. Bu dünya tek mümkün dünyadır diyerek tavrını net şekilde ortaya koyar. Malebranche ve Arnould da Leibniz'den sonra başlarını Spinoza ile belaya sokarlar. Hatta onunla cebelleşirler. Descartes ile savaşa başlayan bu üçlünün yaptığı belki de en büyük hatadır Spinoza'ya bulaşmak. Başta bir devler savaşı olarak görülebilecek, iki katolik rahip ve bir Lutherci saray danışmanı savaşı bambaşka bir yere gider. Bir Lilliput üçlüsüne dönüşürler.
Mümkün Dünyaların En İyisi
Mümkün Dünyaların En İyisiSteven Nadler · Alfa Yayıncılık · 201624 okunma
·
237 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.