Amerika’ya gitmişim, gelmişim, “political science” okumuşum. Çocukları konuşturuyordum, çık anlat, diyordum. Bir defasında hiç unutmam, tam böyle aşırı düşünceli solcu bir çocuk çıktı, “Efendim millî politikalar, devlet politikası bir felâkettir, keşke Rusya gelse buraya,” dedi. Güzel, dedim, gelsin, onun bir cumhuriyeti oluruz (gülüyor). Ama dedim, senin yaşadığın ailenin örfü-âdatı onlara uymaz, sonra dilimizi de terk edelim, Rusça konuşalım, dedim. “Tabii,” dedi “bunlar semboldür, esas olan işçinin özgürlüğü ve geçimidir.”