Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

372 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Nerden nasıl başlayacağımı pek bilemiyorum ama kitaptan önce, yine bu kitap sayesinde izlediğim Atlı Karınca Vrtuljak(2010) filminden bahsetmek istiyorum size. Çünkü kitap kadar film de etkiledi şahsen beni. Özellikle "1:01:27" burası...Çocuk oyuncunun okuduğu satırları aklınızdan çıkaramayacaksınız: *** "Salonun ortasında beyaz atlas kumaşla kaplı bir tabut. Tabutun dört bir yanı çelenklerle doluydu. Tabutun içinde çiçekler arasında beyaz tül giysileriyle mermerden yontulmuş gibi bembeyaz kollarını göğsünün üzerine kavuşturmuş bir kız çocuğu yatıyordu ama darmadağınık sapsarı saçları ıslaktı. Çiçeklerden yapılmış bir taç vardı başında. Rengi gitmiş dudaklarında donup kalmış, hiç de çocuksu olmayan gülümsemede sonsuz bir hüzün, büyük bir yakınma vardı. Tanıyordu bu kızı; tek bir tasvir, tek bir mum yoktu tabutun çevresinde. Doğa da duymuyordu. Kendini suya atıp intihar etmişti bu kız. Daha 14 yaşındaydı, paramparça bir yüreği vardı. Kendi kendini perişan etmiş, hakarete uğramış bir yürek. Bu tertemiz ruh hiç hakkı olmayan bir utançla doğmuş, attığı son umutsuz çığlığı kimse duymamış; karanlık, ıslak bir gecede rüzgarın uğultuları arasında kaybolup gitmişti. Uyandı, yataktan kalktı, pencerenin önüne gitti. El yordamıyla sürgüyü buldu, pencereyi açtı, rüzgar amansızca saldırdı dapdaracık odaya. Kız hemen her seferinde yalvaran gözlerle bakıyordu ama adamın elleri durmuyordu. Kız kurtulmak istiyor ama işe yaramıyordu. Kız bunu hak edecek ne yaptığını anlamıyordu. Gördüğü babasının yüzüydü ama bunu ona yapan babası olamazdı." *** Yönetmenliğini İlksen Başarır'ın yaptığı, Mert Fırat gibi tanınmış bir başrol oyuncusu olan bu filmi şimdiye kadar duymamış olmamız( Bence çoğumuz duymadı.) bile bu konuyu konuşmaktan, tartışmaktan ne kadar uzak olduğumuzu gösteriyor. Konuşulması, görünür kılınması, sosyolojik değerlendirmelerinin yapılması, yuvarlak masalarda herkesin özel hayatının vıcık vıcık işlendiği magazin programları yerine! bunların "uzmanlar" tarafından anlatılması, çözümler üretilmesi gerekiyor. Çünkü bizim iki dakikalık haberlerde veya sosyal medyalarda görüp ertesi gün unuttuğumuz olaylar bütün bir hayatını etkiliyor mağdurların. Bu insanlar, en güvendikleri yerden yara almış insanlar ve ilerde belki kendileri de çoluk çocuk sahibi olacak insanlar ama travmaları iyileşmeden yaşamına devam ediyor çoğu. *** Ben duygusal olarak böyle şeylerden çok etkilenen biri olduğum halde bu kitap bana oldukça fazla farkındalık kazandırdı. Özellikle öğretmen olarak, başka sebeplerden diye düşünebileceğim bazı işaretlere şimdi daha farklı gözle bakacağım. Çünkü çocuklar konuşmasa da konuşamasa da çok fazla işaret gönderiyormuş böyle durumlarda. Okulda sürekli uyuklama, altına idrar kaçırma, sinirlilik ya da tam tersi donuk ifadeler, içine kapanma, çizdikleri resimlerde anormal figürlerin olması, çocuğun yaşından fazla cinsel bilgiye ya da anatomik bilgiye sahip olması, dokunduğunuzda aniden irkilme yaşamaları vs vs... Dikkat etmemiz gereken çok fazla işaret.!... Bunu üzülerek söylemek zorundayım ama hepimiz bu konularda paranoyak olmak zorundayız. Çünkü kendini belli etmeyen o sinsi düşmanlar hep yakın çevrede! *** Bu arada elbette ülkemizde böyle hassas konularda, konu sanki kendi çocuğu gibi titiz davranan kamu çalışanlarımız vardır. Onlara minnettarız. Ancak bir iki kişinin değil toplum olarak hepimizin hassasiyet göstermesi gereken bir konu bu. Çünkü yasalar ve bazı "zihniyetler" mağdrun değil sanıkların yanında yer alıyor. Sesimizin öyle gür çıkması lazım ki çocuklarımız sessiz çığlıklarında boğulmasın! Özellikle ensestin, pedofilinin sac ayaklarından biri olan güçsüz kadınların güçlü kılınması, eğitimin gerçekten çağdaş olması!,... gibi konularda konuşmamız gerekiyor. Bu toplumu yapay gündemlerle oyalayanlara "hak arayan varlıklar" olduğumuzu yeniden göstermemiz gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti eline mikrofon alınca uzman olduğunu zanneden soytarıların, din adı altında böyle sapkınlıkları normalleştirmeye çalışan yobazların oyun alanı değildir! Kendisine gelmek isteyen varsa bu kitabın satır araları okuyan herkese soğuk duş etkisi yapmak için yeter de artar bile. Ben çoğunu alıntı olarak bile paylaşamadım. ... Çocuklarımızın bunları rüyalarında bile görmemesi dileği ile...
Kardeşini Doğurmak
Kardeşini Doğurmak
Kardeşini Doğurmak
Kardeşini DoğurmakBüşra Sanay · Doğan Kitap · 20185,6bin okunma
·
229 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.