Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Birinci kuşak feminizmi doğru okumak
Birinci dalga feminizmin evrensel olarak kabul gördüğü tek mücadele ise elbette oy kullanma hakkının kazanılma süreci; fakat burada bile geleneksel okumaların hatasız olduğu söylenemez. Oy kullanma hakkının kazanılması, çoğu zaman orta sınıf kadınların, liberal "insan hakları" felsefesi etrafında yürüttüğü bir mücadele olarak görülür; bir başka deyişle, bu orta sınıf liberal feministlerin mücadelesidir. Bu görüş yanıltıcı olabilir, zira başta Lancashire pamuk tekstil atölyelerinden işçiler olmak üzere, mücadelede işçi sınıfından kadınlar da yer alıyordu. Hareketin bir bölümü, yani "oy hakkı savunuculam” (sufragists), liberal bir politika izlerken, daha militan olana süfrajetler (sufragettes) liberallerle herhangi bir yakınlığa sahip değillerdi. Bu ikinci grup, günümüzün radikal feministlerine çok daha yakın bir görüş benimsiyor ve toplumun iki temel sosyal gruptan, erkeklerden ve kadınlardan meydana geldiğini savunuyordu. Onlara göre parlamento bir "erkek kulübü” olarak sınıflandırılıyor ve iki parti arasındaki görüş farklarının kadınlar için çok az şey ifade ettiği düşünülüyordu. Bu grubun kullandığı şiddet içeren taktikler erkeklerden destek almayı değil, erkekleri provoke edip onları düşmanca davranmaya iterek, daha büyük kadın desteği sağlamayı amaçlıyordu. Londra'nın işlek sokaklarındaki dükkânların camını kırmak, golf sahalarına asitle "Kadınlar için Oy!" sloganım Yazmak, posta kutularını ateşe vermek, resimlere zarar vermek ve hapiste açlık grevi yapmak gibi davranışlar, çoğu insanın "liberal” olarak nitelemeyeceği davranışlardı. Üstelik oy hakkı için verilen bu mücadele yalnızca ufak çaplı gruplarla sınırlı değildi. Hyde Park'ta düzenlenen gösterilerden birine çeyrek milyondan fazla insan katılmıştı.
Sayfa 295Kitabı okudu
··
170 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.