Yazan Kadın ve Düşünen Adam’ın Balık çorbası kokan hikayesi…
Kitapta iki yakın arkadaş olarak tanıtılan kitabın kahramanları, yaşam tarzlarındaki tezatlıklarıyla gözümüze çarpıyor. Adamın başak burcu olduğunu düşündüren düzenli evi, temiz hayatı ve berrak zihninin karşısında kadının dağınık odaları ve tozlu rafları var… Kadın varsa balık çorbası içiyor yoksa kitap yazıp ciltlemeye, fare ve kedilerle dolu yaşamına devam ediyor. Adam puding seviyor, ineğiyle sakin bir hayat sürüyor.
Temiz ya da kirli, bir düzen tutturmuş giden bu hayatı Düşünen Adam’ın; ‘Bir çocuğumuz olsa’ düşüncesi ile hareketleniyor. Bir çocuktan duyulan beklentilerin, kız ve erkek çocuğu ayrımının, ebeveynlik-arkadaşlık bağlamının bir araya getirilerek kurgulandığı bu atmosferden keyif alacağınızı düşünüyorum.
Çocuklar için yazıldığı belirtilmiş olsa da her çocuk edebiyatı ürünü aslında yetişkinlerin çocukları anlama-anlamlandırma ve onlara ürün sunma sürecini kapsar. Hem bu sebepten hem de yetişkinlerin de bir zaman çocuk olduğunu unutmayarak kitabı sahiplenmek isterim :)
Ursula K. Le Guin’in yarattığı ütopik kurguları daha önce okuduysanız, olağanüstü bir hayal gücünün çocukların düzlemine göre nasıl ayarlandığına hayran kalabilirsiniz. Son söz olarak kitabı kurgusuyla paralel, rengarenk bir dünyada resimleyen Vicdan ileri’ye de teşekkürler