Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Anadolu İmecesi İlk buyruğum şu olacak: "Durgun yaşayışından halk Uyanmalı, birden bire kalkmalı Bir köprüdür bu savaş: Ölümle hayat arasında Geçemezsek yok bilin Evlerinizi, köylerinizi, çarşılarınızı Mutluluk, nisan ekimi, alışveriş Sevişmek buğday yatağı gecelerde Yok çalışmak ekeneklerde insanca, Ve bilin ulusça adımız yok." İlk buyruğum şu olacak: "Neyiniz varsa ortaya koymak Ben; ilk önce canımı koyuyorum Yaşamaya borcum Ve üflüyorum vatandaşlık alevini Zor yanan ilk önce Yüzyıllar söndürmüşse El birliğiyle yakılacak. Ve başlayan vatandaş savaşıdır Dağı delip düze çıkaracağım sizi Verirseniz, mallarınızdan, canlarınızdan Kurtarıp yurt sevginizi !" Veriyoruz Paşam, ben Nevşehir köylerinden Gelme bir çarığım, giysin beni piyade O giydikçe ısınır toprak, ayaklarım üşümez Al benim son çarığımı. Ben Mucur'lu bir çorabım beni kızlar ördü Dut ağaçları altında, kırmızı dut yiyerek Kırmızıdır nakışı ! Arasına bahçelerden bir gül koydum Giysin beni topçu neferi Kış gelende ayakları donmasın Güllerine kuytu bahçelerimizin Aman paşam bir şey olmasın, Çıkardım gömleğimi veriyorum Kılıç çalsın giyende süvariler Yaz sıcağında ağustos güneşinin ellerinden Terlerini alsın. Biz küçük dükkancıları kasabaların Tezgahlarımızda yünlü, tiftik, pamuklu Patiskalar gıcır gıcır ak Hepsi buyruğunda olacak. Aksaray'dan ben semerci İbrahim Kolanlar ve yem torbaları Bir de ışıl ışıl nallar benden Ben yaşlıyım... artık ata binemem: Donatarak şahbaz atı Ben olayım önde giden Yirmi bir yaş mızrağında Süvari alayının. Biz Niğde ovasının buğdayları Biz, esintili arpa tarlası Sungurlu'da Biz, Havza değirmenlerinin unu Biz, Çankırı'nın bulguru Biz nohut, biz mercimek Bekliyoruz karavanaya girecek Yaralı ellerinde bir tahta kaşık Siperlerde askerler yiyecek. Şekerimiz bir topak, veriyoruz Yemeyiveririz. Tuzumuz bir tutam, veriyoruz, Tuz ekmeyiz, aşımıza. Bir avuç pirincimiz, veriyoruz Saklamıştık düğüne Davarların sütüne, Yaylayı katan yağ Çorbalarımızda az, Veriyoruz, veriyoruz: Asker çorbasız olmaz Zor bulduk gazımız az Geceleri o dağlık tepelik haritalara Lambasız bakılmaz. Veriyoruz gaz yağını . Ve yoksul gecelerin mumlarını Dikiyoruz istasyonlara Askerler geçip gidecek trenlerde Demiryolları ışıksız olmaz. Tüfekler, filintalar, mavzerler Baba yadigarı tabanca işte hepsi ortada Üst üste atıyoruz Bir mermidir bu toprak kavgasında Boşaltmayı düşünürdük Namlusundan çekip aldık Veriyoruz ordumuza. Biz Amasya çarşısının demircileri Biz Kastamonu'lu yaşlı hızarcılar Dökümcüler sanatı babadan öğrenmiş Biz çeliği düzleyenler, tesviyeci Kılıçlara su verenler Tanrı aşkına Gülle döken toplara dağ başlarında Biz dikenler tüfeklerin kayışını Bizler Geyveli üç kardeş, saraçlar Bizler Bursalı arahacı esnafı, Tekerleri mavi otla boyayanlar Koşu tuttu mu arabalar Orhan Gazi yollarında Kız seyrine dalar gibi keyfedenler. Biz ustalar, biz kalfalar, biz çıraklar Hepimiz hazırız paşam selam olsun Erzurum çarşısı, Kayseri çarşısı, Maraş çarşısı Çekiç seslerinden inler karşısı Başlar demiri, köseleyi eğitmeye ellerimiz Biz biliriz yaşamanın kadrini insanca Var olmayı vatanca dokumayı biliriz: Namuslu ellerimizle...
·
260 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.