Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

88 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir Vatan Uğruna...
Sıradan bir Boşnak ailesinde doğan koca yürekli Aliya. Aliya ailesi sayesinde dinine çok bağlı bir çocuk olarak yetişir. İçi merhamet, sevgi, şefkat dolu olan bir çocuktu. 15 yaşına girdiğinde okuduğu (komünizmi ve ateizmi aşılayan) bazı kitaplar ve yaşadığı şehir olan Bosna-Hersek'te komünizmin hâkim olması sebebiyle kafası karışır ve dininden uzaklaşır fakat çok geçmeden dinine tekrar geri döner. Aliya öğrenme aşkıyla yaşayan bir gençti. Gençlik yıllarında 1938 yılında kurulan ve şehirlerde yaşayan eğitimli Müslüman gençler tarafından oluşturulan "Genç Müslümanlar" adlı gruba dahil olur. Bu grubun amacı; Müslümanların sıkıntılarına çözüm bulmak, komünizm ve faşizme karşı koymaktır. Bu grup, İslam'ın özünü koruyup günümüze uyarlanması gerektiğini düşünüyordu. Bu gruptaki gençler sürekli toplantı yapıyor, seminerler düzenliyor, İslamiyet'in güzelliğini anlatan yazılar yazıyordu. Bir gün Aliya ve "Genç Müslümanlar" grubundan birkaç arkadaşıyla birlikte sinemaya gider. Filmin konusu İslamiyet'i karalamaktır. Bundan rahatsız olan Aliya ve arkadaşları filmin ortasında ayağa kalkıp, filmi protesto ederler. Mücadeleler sınucunda film vizyondan kaldırılır. 1940'lı yıllarda İkinci Dünya Savaşı yaşanır. Savaşı kazanan komünistler Yugoslavya'nın başına geçer ve Tito cumhurbaşkanı olur. Tito, Müslüman Boşnakların özellikle de "Genç Müslümanlar" grubunun bu rejime karşı çıkmasından çekiniyordu. Grubun üye sayısı günden güne arttığı için Tiyo daha çok korkmaya başlar ve tek çare olarak onları hapse tıkmak olduğunu düşünür. Grup üyelerinin yine bir gün toplantı yaptığı bir gün baskına uğrarlar ve hapse atılırlar. Aliya üç yıl ceza yer. Cezası bitti çıktı ama özgürlük aşkı bitmedi. Gençlerin bu kararlılığından dolayı grubun 4 üyesi idama çarptırılır. Ama grip üyesi hiçbir zaman yılmadı, düşüncelerinden, mücadelelerinden vazgeçmedi. Aliya daha İkinci Dünya Savaşı'nda tanıştığı kızla evlenir. Çok mutlu ama bir o kadar da çileli bir hayat yaşarlar. Dine asla yer vermeyen komünizm anlayışı hakim olan Yugoslavya'da Bosna-Hersek de onların hakimiyeti altında olduğu için ister istemez etkileniyorlardı. Boşnakların bu baskı yüzünden değiştiğini fark eden Aliya bir kitap çıkarmak ister. İslamiyeti anlatan, özlerine geri dönmesi için mesajlar veren (Islam Deklarasyonu) bir kitaptır bu. Hem Yogoslavya hem de tüm batı ülkelerinde yankı uyandırdı. Hemen ardından "Doğu Batı Arasında İslam" adlı kitabı çıkarır. Bu durum Tito'nun hoşuna gitmez ve onun tutuklanması için emir verir. Üç günlük cezaevinde kalacak denildi ama bu dört ay sürdü. Çıkarılan mahkemece İslam hakkında yazı yazması sebebiyle 14 yıl cezaya çarptırıldı. 5 yıl 8 ay yattıktan sonra gelen af sayesinde cezaevinden çıkar. 1980 yılında Tito ölür. Yugoslavya'yı oluşturan Sırplar, Hırvatlar, Slovenler, Makedonlar, Karadağlılar ve Boşnaklar tek tek bağımsız olma isteğinin sinyallerini verirler. Ülkenin dağılmasından ve bu durumun Bosna-Hersek'i de etkilemesinden korkan Aliya bir parti kurar. Partinin adı "SDA" yani Demokratik Eylem Partisi. Amaç; Yugoslavya'daki müslümanları tek çatı altında bulundurmaktır. Aliya yapılan oylamalar sonucunda önce parti başkanı sonrasında Bosna-Hersek'in ilk cumhurbaşkanı oldu. Bu durumdan rahatsız olan Hırvat ve Sırp parti temsilcileri ortalığı karıştırarak Aliya'ya zorluk çıkarıyordu. Onların da amacı bağımsız olmaktı. Bağımsız oldular da. Sırplar bağımsız oldular ama daha büyük bir hedefe kitlendiler. Bu defaki amaç; Yugoslavya'da yeni Sırbistan Devleti'ni kurmaktır. Hem askeri olarak hem de nüfus olarak Yugoslavya'da üstündü. Gizliden gizliye sivillere de silah verdiler. Boşnaklara saldırdılar. Boşnaklar ise silahsız ve askersiz. Ama tarihten silinmektense her ne olursa olsun savaşmayı, mücadele etmeyi seçtiler. Sırplar, Boşnaklara saldırıyor; çocuk, yaşlı, kadın erkek demeden her önüne geleni katlediyor. Askeri olarak fazla olan Sırplar; Bosna-Hersek'in her tarafını sarıyor. Elleri kollarını bağlıyor. Tüm dünya da buna sessiz kalıyor, kıllarını bile kıpırdatmıyor. Müslümanların yok olması işlerine geliyordu çünkü. Yardım için gönderilen silah, yemek vs. eşyalar ise Sırplar tarafından kuşatılan havaalanından el konuluyordu. Tüm dünyayla irtibatı kesilmişti Boşnakların. Bu savaş üç yıl sürdü. Bu böyle gitmez diye düşünen Aliya çare olarak tünel kazmakta buldu. Tünel kazındı, içeriye gizlice asker, silah, yiyecek sokuldu. Boşnaklar gün geçtikçe güçleniyordu. Sırpları geri püskürttüler. Boşnaklar ölürken kılını kıpırdatmayan Batı, savaşın Boşnakların lehine döndüğünü görünce bu sefer durdurulması için ses çıkarmaya başladı. Aliya'nın önüne imzalaması için Dayton Barış Antlaşmasını koydular. Bu duruma gücenen Aliya ya imzalayacktı ya da savaşa devam diyecekti. Halkının yorulduğunu, savaşı daha fazla kaldıramayacağını, daha fazla can gitmesini istemediği için mecburen imzaladı. Böylelikle Boşnaklar bağımsızlığını elde etmiş ve Avrupa'nın kalbinde Müslüman bir devlet olarak yaşama şansı elde etmişti. Savaştan 5 yıl sonra sağlık nedeniyle Aliya görevinden ayrıldı.19 Ekim 2003'te hayata veda etti. Tüm Bosna-Hersek yastaydı. Aliya'yı Baba olarak görürlerdi. Bir baba gibi şefkatli, fedakâr ve düşünceli olduğu için... Bilgisi, ileri görüşlülüğü, kararlılığı ve cesareti Aliya'ya "Bilge Kral" lakabının verilmesine sebep oldu. Mekânın cennet olsun "Bilge Kral"... Okunmaya değer muhteşem bir kitap. Tüm okurlara şimdiden iyi okumalar dilerim.
Aliya İzzetbegoviç
Aliya İzzetbegoviçSevgi Başman · İlkGençlik Yayınları · 2016294 okunma
·
112 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.