Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Tanımıyoruz Hint'i
Tanımıyoruz Hint'i. O ülkeye en büyük hükümdarını armağaan eden Türk, Hint'i tanımıyor. Tanımıyoruz Hint'i. Ekbere rağmen tanımıyoruz. Sebak Tekin'in oğlu Hezarbütgede'yi mescit eylerken Elbiruni fikir hazinelerini taşımış Doğu'ya, Yunan felsefesiyle Himalaya bilgelerinin felsefesini karşılaştırmış, İslam tasavvufuyla Hint tasavvufunu kaynaşmış Elbiruni'ye rağmen tanımıyoruz Hinti. Tarihin bütün kör düğümlerini kılıcıyla çözen ve kaderin karanlıklarını kılıcının parıltısı ile aydınlatan Osmanoğulları tefekkürde monogamdılar, Kuran'la Hadis yetiyordu onlara... Ne Dara Şükûh'un adını duydular, ne Upanisatların varlığından haberdar oldular. Tanımıyoruz Hinti. Tasavvufun ana kaynağı olan Hint'i tanımıyoruz. Osmanlılar Iran tasavvufunu vülgarize etmekle yetindiler. Bhagavad-Gita'nin tercüme edilmediği tek dil Türkçe'dir. Abdülhak Hamit Bombay'dan bir iki kartpostal getirdi. "Ne hos bir höylü kız gördüm geçende Tek- tenha oturmuş bir çemende Yeşil giymiş eminim ben gelenden Ya cennetten gelir yahut çemenden" Şair-i âzâm Bombay'a giderken başlıca merakı hindistan cevizi ağaçlanı görmekti. "Belde-i tüyur da bol bol giderdi bu merakı. Ülkeler de kitaplara benzer. Kitaplara ve insanlara. Onlarda aradığımızı buluruz. Hamit'in mektuplarında Hint'ten tek pırıltı yok. Sanki Hint yalnız ormanları ve maymunlarıyla mevcut. Süleyman Nazif için meskenetin vatanı Hint. Bizi inkıraza sürükleyen içtimai vebanın kaynağı Ganj kayıları. Kamus-u Alam'da yalnız coğrafyası var Hint'in. Tecesstisünün hudutları oldukça geniş olan Rıza Tevfik de hiç bir zaman Himalaya zirvelerine yükselemedi. Tasavvufla yakından ilgilenmesine rağmen Hint hakkındaki bilgisi diğer çağdaşlarınınkinden farksızdır. Koca Kamus-u Felsefe'de Hint'le ilgili tek sayfa yok. Tanımıyoruz Hint'i. Hikmet Bayur'un üç ciltlik Hint Tarihi'ne rağmen tanımıyoruz. Hatta o üç ciltlik tarih müstensihi Bayur da Hint'i tanımıyor. Tanımıyoruz Hinti. Ankara Universitesi'nde Hindoloji diye bir şube bulunmasına rağmen tanımıyoruz. Almanya'nın seçkin endiyanistlerinden Walter Rüben'in Eski Hint Tarihi'ne, Budizm Tarihi'ne rağmen tanımıyoruz. Tanımıyoruz Hint'i. Kanuni devrinde yazılan ve Osmanlıca'dan Avrupa dillerine en fazla çevrilen Humayunname'ye rağmen tanımıyoruz. "Binbir Gece "ye "Binbir Gün"e, Tutiname'ye, halk arasında dolaşan yüzlerce masala rağmen tanımıyoruz. Ömer Rıza'nın çocuklar için yazılan Ramayana tercümesine, Kelimeve Dimne'sine rağmen tanımıyoruz. Ömer Rıza da tanımıyor Hint'i. Neden tanımıyoruz? Osmanlılar imanlarını setleştirmişler. Taassubun gümrük duvarlarını aşamamış Hint düşüncesi. Iran'dan da sadece şekli, mazmunları, aksesuvarı almış. Divan şiirinde İrani olan: Kostüm sadece. Tasavvuf divan sayfalarımı süsleyen bir minyatür. Osmanlılar ne Fevzi-i Hindi'yi, ne Hayyam'ı, ne Urfi'yi anlamış, Muaarralı Ebul Ala adını duyabilmek için Abdullah Cevdet'i beklemiş. Halbuki... halbuki Avrupa 18. yüzyıldan beri kanmayan bir susuzlukla Hint'in fikir ve şiir kaynaklarından ilhâm içmektedir. Halbuki Hint'in fethi Avrupa irfanının kaderini değiştirmiş, o ülkede yeni bir Rönesans'ın yartıcısı olmuştur. Yeni bir Rönesans'ın. Biz birinci Rönesansı yüzyıllarca sonra fark edebildik. 19. yüzyılın başların daki ikinci Rönesans'tan bakalım ne zaman haberdar olacağız? Halbuki çağdaş Avrupa'yı ancak Asya medeniyetlerinin ışığında bütün heybet ve zaaflarıyla görebileceğiz. Anquetil Elbirunl'den sekiz asır sonra Ganj kıyılarında dolaştı. Biz Elbiruni'yi açmamak üzere kütüphanemizin raflarına yerleştirdik. Anquetil Avrupa'ya bir kıt'a hediye etti. Batı'yı Batı yapan o büyük tecessüs, o büyük kadirşinaslık. Hala ümanizma deyince Latince, Yunanca öğreniminden bahseden miyop aydınlarımız bir parça gözlerini açsınlar (René Grousset'nin Umanizm ve Medeniyet hakkın daki konferansları). Hint'i tanımak zorundayız, çünkü İslâmi tefekkürün sertac-ı iptihacı tasavvuf o ülkeden fışkırdı. Cetlerimiz İslâm'ı kabul etmeden önce Budisttiler. Hint'i tanımak zorundayız. Asya düşüncesinin dayandığı temel, Hint düşüncesidir. Hint'i tanımak zorundayız. İnsanlığın irfan ve idrakine istikamet veren iki yaratıcı millet var: Hint ve Yunan... Biz bu iki ülkenin merkezindeyiz. Akdeniz Doğu ile Batı'nın zifaf yatağı. İnsanlık korkunç bir buhran'ın pençesindedir. Kosmosla antropos arasındaki binlerce yıllık ahenk sona erdi. Avrupa maddeyi fethederken kendini unuttu. İnsana kendini bulduracak büyük terkibe ancak Hint sayesinde varabiliriz (Kosmos hakkındaki yazı).
Sayfa 150
·
352 görüntüleme
Rümm okurunun profil resmi
Üşenmedim alıntıladım okuyun bi zahmet :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.