Bizim evlerimiz sadece barınılacak yerden ibaret değildi. O ev, taşıdığı mana itibariyle sımsıcak bir yuva ve irfan otağıydı.
Dolayısıyla o evin duvarlarında "Cennetü'r-ricâl dårühü❞ (Kişinin cenneti, evidir) levhası, bir güzellik abidesi olarak bulunurdu.
Tekrar tekrar söylenen ve hemen her yerde görülebilen, herkese hitap eden, herkesin her devirde ihtiyacı olan levha da "Edep Yâ Hû❞ idi. Birisi bir hastalık veya ameliyat geçirdiğinde yakınları ellerine şu levhayı alıp ziyaretine giderlerdi;
"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi."