Ne eksilmişti benden acaba? Şu üç adım ötemde, elimde uzun saplı bir çalı süpürgesinin taş zemine sürtüldükçe çıkardığı hışırtılara dalmış yıllar sonraki kendime doğru ilerlerken yanımda ne kadar eksik bir ben taşıyordum? Çocukluğum gençliğime doğru ölüyordu, ölerek büyüyordum, çıraklıktan kalfalığa ölerek geçiyordum...