Gorki’nin okuduğum ilk kitabı. Kitabın otobiyografi özelliği taşıması beni kendine çeken +1 yanı oldu. Eser Dünya Klasikleri arasında yer almaktadır. Rusya’nın yoksul yılları, sefalet içindeki yaşamında büyüyen Gorki’nin babasını kaybetmesi, hiç bilmediği tanımadığı, yabancı olduğu bir yere gitmek zorunda kalması, annesinin onu terk etmesi beni çok hüzünlendirdi. Asıl adı “Aleskey” olan yazarın kendisine “Gorki” soy adını verdiğini ve “Gorki’nin” kelime anlamının acı olduğunu yeni öğreniyorum. Kendisine acı soy adını yakıştıran bir yazar. Zorlukla geçen çocukluk dönemi, en ufak yaramazlığında, en küşük hatasında dayak cezasına çarptırılan bir çocuk. Bu çocuğun hayata bakış açısını, büyükleri ne denli nasıl anladığını öğrendiğimiz akıcı, betimlemeleri sıkmayan okumaktan zevk aldığım bir kitap oldu. Gorki’nin bu hayattaki tel şansı büyükannesinin onu sevmesi, koruması, kollaması, anneannesi ile hayatı beraber öğrenmesi, anlaması. Onların o samimi ilişki okuyanın çok hoşuna gidecektir. Kitap bitince Gorki’ye kocaman sarılmak istedim.