Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kuşatma Hazırlıkları ve Bizans’ın Son Çırpınışları Karamanoğlu problemini çözüme kavuşturarak Edirne’ye hareket eden genç padişah, Çanakkale Boğazı’nın Frenk gemileri tarafından tutulması sebebiyle, Kocaeli üzerinden İstanbul Boğazı’na geldi. Boğazı geçerken Çandarlı Halil Paşa’ya “Lala buraya bir hisar gerektir!” diyerek, Yıldırım Bayezid’in yaptırdığı Anadolu Hisarı’nın tam karşısına, boğazın en dar yerine inşa edilecek Rumeli Hisarı’nın ilk işaretini verdi. Yeni yapılacak hisarla boğaz kontrol altına alınacak, Osmanlı askerlerinin karşıdan karşıya geçişleri bir sorun olmaktan çıkacak ve Bizans’ın hareketleri de sınırlandırılmış olacaktı. Osmanlılar, İstanbul Boğazı’nın hem doğu yakasına hem de batı yakasına hâkim olmalarına karşın Bizans İmparatorluğu’nun elindeki boğaz, ülke topraklarını bir kama gibi ikiye ayırmaktaydı. Boğaz’ın tamamen Osmanlı kontrolünde olmaması devletin toprak bütünlüğünü de tehlikeye atıyordu. İstanbul’un fethedilmesi planlanıyorsa bu suyolunun mutlaka kontrol altına alınması gerekmekteydi. Edirne’ye döndükten sonra Sultan Mehmed hisarın inşası için hazırlıklara başlanmasını istedi. Yaklaşmakta olan felaketi hisseden Bizans imparatoru, derhal yeni bir elçilik heyetini Edirne’ye yolladı. Elçiler bu kez, Yıldırım Bayezid’in torunu Şehzade Orhan’ın tahsisatından hiçbir bahis açmıyor, padişahla anlaşarak hisar inşaatının durdurulmasını temin etmek istiyorlardı: “Türkler Edirne’yi alalı yüzyıl oldu. O zamandan bugüne tüm padişahlar ile antlaşmalar imzaladık. Bu padişahların hiçbiri Konstantinopolis’in dâhilinde bir kale inşaatı düşünmedi. Büyükbaban Yıldırım Bayezid, boğazın Anadolu yakasında hisar yapmak istediğinde İmparator Manuel’den rica etti. O da buna onay verdi. Siz ise her şey yolunda giderken, Karadeniz’e Frenklerin geçmesine mani oluyor ve Konstantinopolis’i açlıktan mahvetmek istiyorsunuz. Tahsil ettiğimiz gümrük vergilerini kesmek için tedbir alıyorsunuz. Bu girişimlerinizden vazgeçiniz ki babanızla olduğumuz gibi iyi dostlar olalım.” Bu teklife padişah şu yanıtı verdi: “Ben şehriniz aleyhinde bir tasavvurda bulunmuyorum. Topraklarımın emniyeti ile ilgili önlemler almak, antlaşmanın bozulması demek değildir. İmparatorunuzun Macarlarla ittifak yapıp babamın ordusunun Rumeli’ye geçmesine mani olduğunu unutmadım. Gemileriniz boğazı kapatınca Müslümanların endişeleriyle âdeta dalga geçerek sevinmiştiniz. Babam Rumeli sahilinde bir hisar yapmayı daha Varna Muharebesi’nde ahdetmişti. Onun düşüncesini ben gerçekleştiriyorum. Kendi memleketim üzerinde istediğimi yapmaya engel olmaya ne hakkınız vardır. Anadolu sahili benimdir, çünkü ahalisi Müslüman’dır. Rumeli sahili dahi benimdir. Zira müdafaasını bilmiyorsunuz. Gidip efendinize söyleyiniz ki şimdiki padişah kendinden öncekilere asla benzemez. Benim iktidarımın ulaştığı yerlere onların emelleri dahi yetişmemiştir.” Tüm hazırlıklar ikmal edildikten sonra Sultan Mehmed Rumeli Hisarı’nın inşaatını başlatmak ve bizzat hisarın inşasına nezaret etmek amacıyla bölgeye geldi. Kritovulos’un anlatımıyla; inşaatın yapılacağı alanı bizzat kendisi seçmiş, Boğaz’ın en dar yerini ölçtürmüş, hisarın boyutlarını ve sınırını tespit etmiş, tüm teknik ayrıntılarla ilgilenmişti. Hisarın inşaat işlerinin takibini Halil, Saruca, Şahabettin ve Zağanos Paşalara havale etti. İnşaatında altı bin işçi ve gönüllünün geceli gündüzlü çalıştığı rivayet edilen Rumeli Hisarı’nın inşası, projelendirilmesinden itibaren dört ay gibi oldukça kısa bir zamanda tamamlandı. Hisara yukarıdan bakıldığında burçların konumu, Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) ve padişahın ismi olan “Muhammed” kelimesini çağrıştırmaktaydı. İnşaatın tamamlanmasıyla birlikte kale komutanlığına Firuz Ağa tayin edilip emrine dört yüz yeniçeri, silah ve cephane verildi. Kaleye yerleştirilen topların bir kısmı karşı sahile kadar mermi atabilmekteydi. Kalenin denize açılan yirmi kapısı vardı ve her kapıya birer top konmuştu. Kale komutanı Firuz Ağa, hangi millete ait olursa olsun, ne denli büyük olursa olsun, boğazdan geçmeye teşebbüs edecek her geminin durdurulması, yelkenlerini indirerek kalenin önüne demirlemesi ve belirlenecek vergiyi ödemesi emrini almıştı. Aksi halde izinsiz geçmek isteyen olursa top atışıyla batırılacaktı. Bundan sonra boğazdan geçen tüm yabancı gemiler izne tabi tutuldu. 26 Ekim 1452’de Antonio Rizo komutasındaki Venedik gemisinin, Karadeniz’den boğaza izinsiz girmek istemesi üzerine yoğun top ateşiyle batırılması, sonrakiler için de bir uyarı oldu. Son derece stratejik bir nokta olan İstanbul Boğazı artık tamamen Osmanlıların denetimindeydi. Fatih Sultan Mehmed döneminin tarihçisi Dursun Bey’in ifadeleriyle, “Boğazın öbür yakasında eski Anadolu Hisarı’na yeni bir kısım ilave edilip toplarla takviye edilince, kuşlar dahi Akdeniz’den Karadeniz’e geçemez oldular.” Bu hamle padişahın büyük hedefine ulaşmak için attığı ilk önemli adım olmuştu. Boğazkesen Hisarı’nın yapımının tamamlanmasından sonraki günlerde Sultan Mehmed, askeriyle birlikte Konstantinopolis’e bir mil mesafeye kadar yaklaşmış, bir tepeden şehri iyice görebilmiş ve saha üzerinde bir kısım inceleme ve planlamalar yaptıktan sonra 1 Eylül 1452’de başkent Edirne’ye dönmüştür. Edirne’deki hazırlıklar esnasında padişahın en çok önem verdiği konu, o zamana kadar yapılamamış, karşısında durulamayacak kadar büyük toplar döktürmek oldu. Sultan Mehmed topların tahrip kuvvetlerinin farkında olduğu içindir ki hem sayılarının artırılmasına hem de çaplarının büyütülmesine özel bir önem vermekteydi. Osmanlı mühendisleri Muslihiddin ve Saruca Sekban ile Bizans’tan kaçarak Türklere iltica eden Macar top ustası Urban bu işle görevlendirilirken, gülleler ile mermilerin tasarlanması ve balistik hesaplamalarını bizzat padişah üstlenmişti. Edirne’de yapılan deneme atışlarının istenen sonuçları vermesi, fethe olan inancı bir kat daha artırdı. Attığı güllelerin ağırlığı altı yüz kiloyu bulan büyük topun deneme atışları sonucunda bir mil mesafeye düştüğü, bir kulaç kadar da toprağa gömüldüğü ve sesinin kilometrelerce uzaktan işitildiği görüldü. Şimdiye değin bir başka örneği olmayan bu topa, “şahi ” dendi.
·
79 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.