Gönderi

Selçuklu Türklerinin Anadolu’yu İslamlaştırıp vatan toprağı yaptıkları gibi, Osmanlılar da Balkanları İslamlaştırmayı ve yurt haline getirmeyi amaçlıyorlardı. Yıldırım Bayezid, Balkanlardaki fetihlerine devam ederken Anadolu’daki Türkmen beyliklerini de topraklarına katarak, hâkimiyet alanını Fırat Nehri’ne kadar genişletmiş ve bölgedeki en önemli siyasi aktör haline gelmişti. Ancak, Asya’da güçlü bir devlet kuran Timur, Osmanlıların doğuya doğru yayılmasını kendisine karşı bir tehdit olarak algılayınca, iki Türk-İslam devleti arasında, savaş kaçınılmaz hale geldi. 1402 yılında Ankara’nın Çubuk Ovası’nda yapılan zorlu meydan savaşını Timur’un kazanması, Osmanlılar açısından sarsıcı bir durumdu; zira Timur aldığı radikal kararlar ile Osmanlıları yıkılışa itmişti. İmparatorluğunun merkezi olan Semerkant’ a dönerken ardında güçlü bir devlet bırakmak istemeyen Timur’un Batı siyaseti, Osmanlı devletini küçük hâkimiyet alanlarına bölerek üzerlerinde egemenlik kurmak şeklindeydi. Osmanlıların daha önce topraklarına kattığı Anadolu Türkmen beyliklerini yeniden kurduran Timur, diğer taraftan Yıldırım Bayezid’in dört oğlunun da bağımsızlıklarını tanıyarak Osmanlı ülkesinde on bir yıl sürecek olan iç savaş yangınının ilk kıvılcımını çakmıştı. 1402 Ankara Savaşı’ndan sonra Süleyman, Musa, İsa ve Mehmed arasında yaşanan Osmanlı devlet otoritesini sarsan taht kavgasından, kardeşlerin en küçüğü Mehmed Çelebi galip çıktı. Devleti dağılmaktan kurtardığı için Mehmed Çelebi, Osmanlı hanedanı ve tarihçileri arasında büyük bir saygıya mazhar olmuş ve kendisine devletin “ikinci kurucusu” payesi verilmiştir. 1413’te kardeş kavgalarına son vererek babasının tahtına oturan I. Mehmed, Anadolu ve Rumeli’de kaybedilen toprakları yeniden kazanmak, dağılan birliği sağlamak, hayli zayıflayan devlet otoritesini yeniden tesis etmek için yoğun bir uğraş verdi.
·
28 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.