Herkese merhaba,Albert Camus’un Yolculuk Günlükleri isimli kitabından bahsetmek istiyorum. Albert Camus dünyayı derinden etkileyen bir varoluşçu. Gezi notları yazarın ruh dünyasına biraz daha yakınlaştırıyor okuyucuyu. Albert Camus'nun ağzından çıkanları okuyoruz bire bir. Bu harika bir durum. Akıyor kitap. Özellikle kısa kelimeler kullanılması dikkatimi çekti. Hoş bir durum. Yormuyor sizi. Kitabın araka kapağında yazarın kitaplarının nasıl oluştuğuna şahit olacağız diye yazıyordu. Ancak bence yazarın iç dünyasını sık sık görmekteyiz. Camus'u tanıyorsunuz. Sıkılıyor. Bunalıyor. Kaçmak istiyor. Uçakla yolculuk etmekten falan sıkılıyor. Bunlar Camus'nun kendi iç dünyası. Albert Camus’nün felsefesinde yabancılaşma ve uyumsuzluk probleminden hareketle başkaldırı ve intihar kavramları ön plana çıkar. Bu kavramlar üzerinden hareketle yaşamın anlamına dair bir sorgulama meselesinin ortaya çıkışı Camus’nün tüm ana kavramlarıyla bütünsel bir anlam taşımaktadır. Bu çalışma Albert Camus felsefesinde yabancılaşmanın rolünü ve Camus’nün düşüncesinde ölüm kavramını irdelemeye çalışmıştır.Onun felsefi öğretisinin derinine inebilmek adına Camus’nün varoluş felsefesindeki yerine ve temel kavramlarına yer verilmiştir. Kitapta birçok yerin altını çizdim fakat en beğendiğim iki yeri sizinle paylaşmak istiyorum. “Bir ülkeyi tanıma yollarından biri, orada insanların nasıl öldüğünü bilmektir." “Kutsallığa bir başkaldırı olarak, yunan düşüncesini yeniden oluşturmak, yeniden yaratmak.Ama romantiğin kutsallığına karşı başkaldırı değil -o bizzat kutsallığın bir biçimidir -tersine kutsallığı yerine koyma olarak başkaldırı."

Yolculuk GünlükleriAlbert Camus · Can Yayınları · 2009393 okunma

·

233 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Dark Reader