Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

311 syf.
7/10 puan verdi
·
20 günde okudu
Mehmet Rauf'un kalemini çok beğendim, su gibi akıp gidiyor. Eylül'ün konusu diğer Türk Klasikleri ile benzer, sıradışı bir şey anlatmıyor ama bence kelime seçimleriyle, cümleyi kuruş biçimiyle öne çıkıyor. Elde tutulur şeylerin anlatılmadığı sayfalarda bile sıkılmıyorsunuz, o kadar hafif ve kendini okutan bir anlatımı var ki, bu kitap için tadı damağımda kaldı desem tuhaf kaçmaz. Mehmet Rauf'tan başka kitaplar da okumak istiyorum, sırf kalemi için. İncelememin bundan sonraki kısmı spoiler içermektedir. Lütfen kitabı okumadıysanız aşağı inmeyiniz. Okuması çok eğlenceli olmasının yanı sıra bir o kadar da sinirlendiğim yerler oldu. Necip karakterine has düşünceler miydi bunlar yoksa yazar kendi fikirlerini mi aktarmıştı karakteri dolayısıyla bilmiyorum ama kadınların aldatıcı olmasıyla ilgili tekrar tekrar okuduğum cümlelerden artık gına gelmişti. Bunun yanı sıra, Necip tarzı karakterleri sevemiyorum asla. Genç Werther'ın Acıları'ndaki Werther tiplemesine çok benzettim, bana oldukça ürkünç gelen aşkları birçok insanın romantik görmesine çok şaşırıyorum hâlâ. Eldiven çalmak, sürekli onu hayal etmek, adını sayıklayıp durmak masum bir sevgi midir yoksa bir saplantı mı? Suat karakterinin de ne yaşadığına, ne düşündüğüne pek anlam veremedim. Birden bire duygular beslemeye başladı ki bence Necip'i sevmedi o, Necip'i sevmenin verdiği heyecanı sevdi. Suat'tan da pek hoşlanamadım, derinliği yoktu, Necip'e karşı olan hisleri hiç düzgünce anlatılmamıştı. Ne zaman duygular besledi, neyini sevdi bu adamın, ne zaman şiddetlendi hisleri, ben mi kaçırdım buraları, yazıyor muydu? Ayrıca Suat, Süreyya'nın deniz ve tekne sevgisini aşağı görüp yargılarken kendi hobilerine Süreyya'nın ilgisiz kalmasını eleştirecek yüzü nereden buldu? Süreyya'ya karşı çok bencilce düşünceler beslemesi de Suat'ı gözümde haksız durumuna düşürdü. Süreyya'nın en ufak hatasında onu direkt gözünde düşman bellemesi de ne abartıydı, ne abartı. Süreyya, Suat'ı bu kadar seven kocası, nasıl oldu da bir anda ters bir herife dönüştü? Yazar, Suat ve Necip'in yasak aşkını haklı göstermek için Süreyya'nın karakterini tamamen mahvetti. Ortada hiçbir şey yokken ters hareketler sergilemeye başladı, çok güzel seviyordu, çok nazik biriydi oysa. Suat ve Necip'in doğru düzgün bir şey yaşamadan, sadece bakışarak ayrılıp barışmaları da ayrı bir gülünçtü. Sonu çok kötüydü. "Ne, ne alaka şimdi, buraya nasıl geldik?" deyip durdum son iki sayfayı okurken. Böyle bir kitaba böyle bir son yakışır mıydı cidden? Zaten kitabın sonlarına yaklaştıkça her şey bir anda olmaya başlamıştı ki Eylül başlarda ve ortalarda çok ağırdan alan, yavaş ilerleyen bir kitaptı. Sonu da bana biraz pat küt gelişmiş gibi geldi. Kitabın geneliyle çok uyumsuz, alakasızdı. Sırf kitap bitsin diye aceleyle ve umursamadan yazılmış gibiydi. Yazar çok güzel yazdığı için ve Süreyya'nın yüzü suyu hürmetine yedi puan verdim bu kitaba, dört puanı kırmamın nedenlerini de üstte hemen hemen belirttim. Yaptığım olumsuz eleştirilerin yanı sıra okumanızı önerdiğim bir kitap Eylül ve okurken zevk alacağınızı da düşünüyorum.
Eylül
EylülMehmet Rauf · Turkuvaz Kitap · 201939,6bin okunma
·
117 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.