496 sayfalık kitap, Belkıs Çorakçı tarafından tercüme edilip 1986 yılında Altın Kitaplar Yayınevi tarafından satışa sunulmuş. 1970’lerin ikinci yarısından itibaren 1990’ların sonlarına kadar yazdığı her kitapla, macera romanı meraklıları arasında “çok satanlar” listesini zorlayan yazar hakkında fazla bir şey yazmaya gerek yok sanırım. 2000’li yıllardan itibaren, ortak yazarlarla birlikte yarattığı yeni kahramanlara rağmen okuyucuları arasındaki yeri başka olan ve onu ünlü yapan “Dirk Pitt” karakteri bazı açılardan yazarın kişiliğini ve hayat biçimini de yansıtıyormuş. Tabii ki bir noktadan sonra James Bond ve İndiana Jones karışımı bir figüre dönen Dirk Pitt’in başından geçenler, romanlarının bazı yerlerinde okuyucuyu gülümsetse de, bir macera romanından istediğiniz her şeyi sunduğu için Clive Cussler hep ilk tercih edilenler arasında oldu. Dirk Pitt serisinin sekizinci kitabı olan bu eser, 9 Mart 1918 günü, 1. Dünya Savaşı’nın son yılında, Brezilya’dan A.B.D.’ne giden “Cyclops” (Kiklop: Yunan mitolojisinde alınlarında ortasında tek göz bulunan dev) isimli bir gemide başlıyor. Senaryo hakkında fazla ipucu vermeden kısa bir derleme yapmak, bu tarz macera romanları için kolay olmuyor. Her zaman olduğu gibi, birden fazla kişi ve mekanda başlayan birbiri ile alakasız gözüken olaylar dizisi, sayfaları çevirdikçe birbiri ile kesişmeye başlıyor. Bu da hiç beklenmedik yeni olaylara ve akış içinde ani değişikliklere yol açıyor. Ama zaten Clive Cussler’ı da okutan ve ünlü yapan bu özelliği idi. 1990’ların ikinci yarısından itibaren artık neredeyse her iyi macera romanında rastlanan bu senaryo akışını başarılı ve orijinal fikirlerle uygulayan Clive Cussler olmuştur. Çok zengin bir işadamı bir zeplin ile Bahama kıyılarına çıktığı define avında kaybolur, ancak bir süre sonra zeplin içinde cesetlerle A.B.D. kıyılarına vurur. Bu esnada oluşacak bir faciayı kahramanız önleyerek romana dâhil olur. Yavaş yavaş gelişen senaryoya, Fidel Castro, Andropov, iki büyük gücün Ay üstündeki hâkimiyet mücadelesi, uzay üssü, uzay mekiği, denizaltında ve üstünde mücadele, Amerikalı bazı bilim adamlarının bu konuda hükümetlerinden bağımsız çabaları, Brezilya ormanlarında bulunan bir altın heykel de dâhil olunca, yine elinizden bırakamadığınız bir eser ortaya çıkıyor. Son 30 yılın en üretken müterciminin tercümesiyle, Altın Kitaplar baskı kalitesiyle (bazı kitapların tercümeleri kırpılmış olsa da, akışta bir eksiklik fark etmediğimden, bunun onlardan birisi olmadığını düşünüyorum!) sahaflarda uygun fiyatlardan rahatlıkla bulup, içinde birkaç günlüğüne kaybolacağınız bir kitap yazmış rahmetli. İşini iyi yapardı! Ustalık döneminin en iyi örneklerinden birisini vermiş. Tüm ipuçları başladıkları noktadan bitiş çizgisine kadar çok ustaca ilerliyorlar.

Şeytan DeniziClive Cussler · Altın Kitaplar · 199882 okunma

·

95 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.