Gönderi

Ön kapı çarptı, holde Atticus'un ayak seslerini duydum.eve gelme saati değildi bu, hele Misyonerlik Derneği günlerinde hava kararıncaya kadar kasabada oyalanırdı. Kapı aralığında durdu, şapkası elindeydi, yüzü bembeyazdı. "Özür dilerim, bayanlar," dedi. "Siz toplantınıza devam edin, sizi bölmüş olmayayım. Alexandra bir dakika mutfağa gelir misin? Bir süreliğine Calpurnia'yı da sizden ödünç alacağım." Yemek odasından geçmedi, onun yerine koridordan geçerekmutfağa arka kapıdan girdi. Alexandra Hala ile ikimiz onu mutfakta karşıladık. Yemek odasının kapısa yeniden açıldı, Bayan Maudie yanımıza geldi. Calpurnia sandalyesinden yan kalkmıştı. "Cal," dedi Atticus, "Benimle Helen Robinson'ın evine gel meni istiyorum" "Ne oldu?" diye sordu Alexandra Hala, babamın yüzündekiifadeden ötürü telaşa kapılarak. "Tom öldü." Alexandra Hala elleriyle ağzını kapattı. "Onu vurdular, "dedi Atticus. "Koşuyordu. İdman saatiydi. Dediklerine göre çitin yanında birden çıldırıp çite tırmanmaya başlamış. Herkesin gözü önünde..." "Onu durdurmaya çalışmamışlar mı? Uyarıda bulunmamışlar mı?" Alexandra Hala'nın sesi titriyordu. "Ha, evet, gardiyanlar dur diye seslenmiş. Birkaç el havaya ateş etmişler, sonra da öldürmek üzere. Tam çiti aşmak üzereyken onu vurmuşlar. İki sağlam kolu olsaydı başaracaktı dediler, o kadar hızlı hareket ediyormuş. On yedi kurşun yemiş. O kadar fazla kurşun atmalarına gerek yoktu. Cal, benimle gelmeni istiyorum, Helen'a söylememe yardımcı ol."
Sayfa 296Kitabı okudu
·
85 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.