Masa da masaymış ha
Masa başın da ben
Karşım da pişmanlıklarım
Yanıma dizilmiş tek tek
dost sandıklarım
Yarış bitti diye
Arkasına bakmadan koşanlar
Sevdik diye hançer saplayanlar
Hesap üstüne hesap katlayanlar
Bir daha olmaz, yapmaz diye
Gam denizime hüzün ekleyenler
Duvardaki resme bakıp
İçimi hüzün kaplayanlar
Canıma can sanıp
Celladına ferman yazanlar
Yalnızlığıma çelenk yollayıp
Mezarıma kadeh yollayanlar
Yolda kaldı diye
Göbek atanlar
Yolda bıraktılar diye
Sabahlara kadar ağlatanlar
Güvendiğim
Dağlarda kar yağdıranlar
Sırtımı döndüğümde
Sırrımı açtığım insanlar
Avuç içi kadar menfaat için
Anasını babasını satanlar
Avcuna üç beş kuruş geçti diye.
Kendini adamdan sayanlar
Hepiniz hoş geldiniz
Dedim ya bu masa
Pişmanlık masası
Herkes derdini dökecek.
Kendi söküğünü
Başkalarına söylediği için
Söküp tekrar dikecek.
Bu masa hesabların
Kapanacağı
Eskiden yara sayamadığın yaraların
Açılması için kurulmuş bir masa
Firavunun karşısında
Ömerin adaleti
Nemrudun karşısın da
Sinek krallığı