Gönderi

Stalin Tahran, Yalta ve Potsdam konferanslarında Amerikalı ve İngilizlere bunların geri verilmelerini kabul ettirdiği için 1945 senesinin Ekim ayına kadar Türk asıllılar da dahil, bu talihsiz insanlar özel trenlerle Rus ve İngiliz Amerikan askeri konvoyları nezaretinde Rusya'ya doğru sevkedilmeye başlandılardı. Bunların arasında kendilerini trenlerden atarak intihar edenlerin bulunduklarını o günlerin İtalyan ve Fransız gazetelerinde görmek mümkündü. Batı gazetelerinde Rusya'ya gitmemek için kendilerini trenlerin altına atarak intihar etmekten çekinmeyenlerin ve bunların sayılarının azımsanmayacak kadar olduğunu gören UNRA (Birleşmiş Milletler Felaketzedelere Yardım Teşekkülü) durumu Amerika'daki merkezlerine bildirmiş olacak ki, 1946 senesinin başlarında Amerika'da bu zorlu iadeye karşı kıpırdamalar görünmeye başladı. Özellikle harp bittiği günlerde, ölmüş olan Amerika Cumhur Başkanı Rooswelt'in eşi Elenor Rooswelt'in Birleşmiş Milletler toplantısında bu feci durumu tenkit etmesi ve hiçbir suçları olmadığı halde sırf memleketlerindeki komünist baskısından kurtulmak ve insan gibi yaşamak isteyen bu talihsizleri zorla komünist zulmüne göndermek bilerek cinayet iştemektir, demesi, etkisini göstermiş olacak ki, 1946 senesinden itibaren sivil mültecilerin iadesi durduruldu. Fakat Kızılordu'da bulunup da, Almanlar'a esir düşmüş olanlar veya iltica edenlerin verilmeleri devam etti. Sovyetlere verilen siviller arasında yarım milyon kadar da Kırımlı ve Kuzey Kafkasyalı, Tatar, Karaçay, Balkar ve Nogaylar vardı.
·
95 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.