Gönderi

Cihad Ayetleri...
hem mallarıyla hem de canlarıyla Allâh yolunda cihat etmiş bulunanlar, Allâh katında derece bakımından daha büyüktür.
Sayfa 188 - Tevbe Suresi / 20Kitabı okuyor
··
4 artı 1'leme
·
8,1bin görüntüleme
minimalist ⍘ okurunun profil resmi
38 Ey iman etmiş olan kimseler! Size ne oldu ki, size: “Allâh yolunda (cihat için Tebûk seferine) çıkın!” denildiği zaman, yer(yüzünün geçici güzelliklerin)e meyledip (cihada çıkma işini) ağırdan aldınız. Yoksa siz âhiret (ve onun sonsuz nimetleri) yerine, o en yakın (ve peşin dünya) hayat(ın)a mı râzı oldunuz? Hâlbuki o en alçak (dünya) hayatın(ın lezzetleriyle) meta’(lan)ı(p yararlanmak) âhiret yanında ancak (hiç itibarsız) pek az bir şeydir. 39 Eğer (emrolunduğunda ve gerektiğinde kâfirler le savaşa) çıkmazsanız, O (Allâh-u Te`âlâ) size pek acı verici büyük bir azapla azap eder ve siz(i helâk etmesinin akabin)den başka bir kavmi yerinize getirir. Siz ise (zarar türlerinden) hiçbir şeyle O’na zarar veremezsiniz. Zaten Allâh (sizi helâk edip yerinize başkalarıını getirme ve siz olmasanız da dinine yardım etme konuları dâhil) her şeye (hakkıyla gücü yeten bir) Kadîr’dir. Tevbe SURESİ
minimalist ⍘ okurunun profil resmi
20 O (inanılması gereken meselelere) iman etmiş olanlar, (dinlerini korumak için vatanlarından) hicret etmiş olanlar ve hem mallarıyla hem de canlarıyla Allâh yolunda cihat etmiş bulunanlar, (bu vasıfları kendilerin de toplamayan kişilere göre,) Allâh katında derece bakımından daha büyüktür. İşte (müşrikler değil,) ancak onlar (Allâh nezdinde ki güzel mükâfatları elde ederek) kurtuluşa erenlerin ta kendileridir!
minimalist ⍘ okurunun profil resmi
44 Allâh’a ve o son güne (gerçekten) inanmakta olan o kimseler, mallarıyla ve canlarıyla cihat edecekler diye senden izin istemez! (Bilakis hiç tereddütsüz cihada koşarlar da izin bile beklemezler.) Zaten Allâh o takvâ sahip lerini(n amellerini ve niyetlerini pek iyi bilen bir) Alîm’dir.
minimalist ⍘ okurunun profil resmi
122 Müminlerin (hep birlikte cihattan ve ilim tahsilinden geri kalmaları doğru olmayacağı gibi,) topluca (gazâ ve ilim öğrenme yoluna) çıkmaları (dünya düze nini bozacağından, doğru ve yakışan bir davranış) olmadı! Öyleyse içlerindeki kalabalık her bir fırkadan az bir tâife (ilim tahsiline) çıksaydı (da, diğerleri vatanı müdafaa ve namusları muhafaza gibi meşrû gayelerle memleketlerinde kalsaydı) ya! Tâ ki o (Medîne civa rında bulunan Müslüma)nlar din konusunda (ve helâllerle haramların tespiti hususunda) iyice fıkıh öğrensinler ve kendilerine döndükleri zaman kavimlerini uyarsınlar! Ola ki onlar (uyarıldıkları şeylerden) sakınırlar!
minimalist ⍘ okurunun profil resmi
111 Şüphesiz Allâh inananlardan canlarını ve mallarını satın almıştır ki, buna mukabil cennet kesinlikle onlara âittir! (Bu yüzden onlar, sahip oldukları hiçbir değere acımayıp) Allâh yolunda savaşırlar, (bazen kâfirleri) öldürürler ve (bazen de kâfirler tarafından şehit edilerek) öldürülürler. (Allâh bunu) Tevrât’ta da, İncîl’de de, Kur’ân’da da (yazıp,) Kendisinin üstlenmiş bulunduğu gerçek bir vaad olarak (taahhüt etmiştir)! Sözün(ü yerine getirme) de Allâh’tan daha vefalı kim vardır? Öyleyse (fâni ve basit bir şey karşılığında bâkî ve değerli bir şeye sahip olmak üzere) kendisini akdetmiş olduğunuz o alışverişinizle iyice müjdelenin! İşte ancak bu, pek büyük bir kurtuluşun ta kendisidir!
minimalist ⍘ okurunun profil resmi
73 Ey Nebî! Kâfirlerle (kılıçla) ve münafıklarla (delile dayalı bir yolla) cihat et ve onlara karşı sert ol! (Çünkü sonları senin elinle azâba uğratılmaktır. Âhirette ise) onların sığınakları ancak cehennemdir. O, ne kötü varış yeri olmuştur! Tevbe Suresi
minimalist ⍘ okurunun profil resmi
29 O kendilerine kitap verilmiş olan kimselerle savaşın ki, onlar ne Allâh’a, ne de o son güne inanmazlar, Allâh’ın ve Rasûlünün haram ettiği şeyleri yasak görmezler, hak (olan İslâm) dini(ni) de din olarak kabul etmezler, tâ ki onlar zelil (ve hakir) kimseler halinde cizyeyi (bizzat kendileri) elden versinler! Âyet-i celîlede geçen: “O kendilerine kitap verilmiş olan (Yahudi ve Hristiyan)lar” ifade-i celîlesinin başında geçen (مِنْ) 'min' harf-i cerri "Beyâniyye"dir, "Teb'îzıyye" değildir. Ama birçok meâl sahibinin bundan gaflet ederek, burada: "Ehl-i Kitap'tan inanmayanlar ..." şeklinde mana vermeleri çok yalnış ve sakıncalıdır. Nitekim günümüzde: "Yahudi ve Hristiyanlardan da Allâh indinde imanı makbul olanlar vardır ki, onlar bu hükümden hariçtir!" diyenler bu türlü yalnış meâllere tutunmaktadırlar. Dolayısıyla bugün Ehl-i Kitap geçinenler, kendi dinlerinden uzaklaşarak İslâm'a girmedikçe bu âyet-i kerîmenin hükmüne dâhildirler. (Âlûsî)
minimalist ⍘ okurunun profil resmi
41 (Allâh yolunda cihada çıkmaya yetecek kadar imkân ve güce sahipseniz,) gerek hafif kimseler, gerekse ağır kişiler (, hastalar ve sağlamlar, zenginler ve fakirler, çocuklular ve çocuksuzlar, yaşlılar ve gençler, güçlüler ve zayıflar, silahlılar ve silahsızlar) olarak (cihada) çıkın ve hem mallarınızla hem de canlarınızla Allâh yolunda cihad edin! İşte size! Bu, kendiniz için (iki cihanda da) tam bir hayırdır. Eğer (hayrın nerede olduğunu) bilmekte bulunmuş olduysanız (elbette cihadı tercih edersiniz)!
minimalist ⍘ okurunun profil resmi
86 (Habîbim! Sana:) “Allâh’a iman edin ve Rasûlüyle birlikte cihat edin!” diye (emirgetiren) bir sûre indirildiği zaman, içlerinden zenginlik sahibi olanlar senden izin istedi(ler) ve: “Bırak bizi de (kadınlar ve çocuklar gibi) oturanlarla birlikte olalım!” dediler.
minimalist ⍘ okurunun profil resmi
91  (Gizli ve âşikâr her hâlükârda iman ve itaatte bulunarak) Allâh’a ve Rasûlüne karşı samimi oldukları takdirde, ne (yaşlılar ve yola çıkamayacak derecede bünyesi güçsüz) zayıf kimseler üzerine, ne (körlük, kötürümlük ve topallık gibi müzmin) hasta(lıklara tutulan)lar üzerine ve ne de (cihada çıkmak için gereken hazırlık uğrunda) harcayacakları bir şey bulamayan o kimseler üzerine bir günah yoktur! (Allâh’a ve Rasû lüne karşı dürüst olmakla, iyilik vasfına sahip bulunan) o muhsin kullar aleyhine (sitem ve kınamayla ilgili) hiçbir yol yoktur. Allâh (meşrû mazereti nedeniyle cihattan geri kalan kullarının yaptıkları diğer kusurları çokça bağışlayan bir) Ğafûr’dur; (kullarına çok acıdığı için mazurların özrünü kabul eden bir) Rahîm’dir.
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.