Amin Maalouf’un okuduğum ilk eseri. Dili akıcı, konuyu etkileyici, ancak; betimlemeleri soyut kavramları tasvir etmede zorlayıcı buldum. Didaktik bir anlatım olsa da, Mani kahramanıyla eserin hikayeleştirilmesi, okur da kalıcı bir iz bıraktığı kesin. Dinlerin/ öğretilerin, genel olarak insanlığın ortak değerlerine genel vurgu yapmasını beğendim.
~~Bir kadının rahminden bir cemaatin rahmine girmek doğmak değildir, olsa olsa bitmemiş bir gebeliktir~~
~~ Şu dünyada daha hafif ol, ayağını vurmadan yürü, ağaçları da çiçekleri de öldürme. Ve ötekiler avaz avaz bağırırken, dudaklarını oynat, sakın bağırma~~
~~Kusur çağımızda. Dört bir yanımız kıskanç tanrıların müritleriyle kuşatılmış, ben ise cömert bir ilahın sözcülüğünü yapıyorum~~
~~Yiyecekleri pis, yemiz diye ayırmak hurafedir. İnsanları pis, temiz diye ayırmak aptallıktır. Her şey de, her birimizin içinde aydınlık ve karanlık yan yanadır~~
Benim için önemli pasajlardı.
Kitapla ve sevgiyle kalın