Ne desem bilemiyorum. Öyle tuhaf bir kitap ki. Bayadır okuyorum olarak görünüyordu bu kitap. Ve bayadır da okuyordum. En başta ki kederinden ve hüznünden belliydi olacaklar. Pek şaşırmadım açıkçası. Aksi bir hareket pek Werther'lik olmazdı doğrusu. Favorim olmadı. Ama kötü de diyemem. Belki de biraz kendimi bulduğum için kitap da, bana farklı gelmedi. Ama ölümünü okurken bile bir tebessüm vardı suratımda. Gideceğini biliyordum gibisinden bir tebessümdü. Olumlu ya da olumsuz yönleri sıralayıp size uzun bir inceleme yazmayacağım. Bu sefer susmak istiyorum. Beğendiğim bir alıntıyı ekleyip incelemeyi bitireceğim. Ve kitaba puanım '8'.
"Niçin uyandırıyorsun beni, ey ilkbahar esintisi? Beni kışkırtıyorsun ve diyorsun ki: Sana gökyüzünün çiğ damlalarını getireceğim! Halbuki yapraklarımın kuruması pek yakın, yapraklarımı dökecek olan fırtınaların gelmesi! Beni bütün güzelliğimle görmüş olan o gezgin, yarın bir gün gelecek. Kırlarda, her yerde beni arayacak gözleri, ama bulamayacak,-"
Her yerde arayacak bizleri o gözler, fakat aranacak bir biz olmayacak bu fani dünyada.