Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Evin avlusundan "uzaya" fırlatılan füze
Biz babamla uzaya füze atmaya bile kalktık. Belli ölçüde ba­şardık da. - Babanız öylesine inanılmaz işler yapmış ki uzaya füze göndermeyi Sovyetler Birliği'nden önce deneseydi bile şa­şırmamak gerekirdi. Biz yazları damda yatardık. Babam benim ve bütün ka­sabalı için inanılmaz bilgili bir insandı. Kimsenin cevabını bilemediği bir soru varsa, hep babama sorarlardı. Babam da anlatırdı. Bildiği kadarıyla... Genellikle anlattıkları doğ­ruydu diye düşünüyorum. 1957 yılında Sputnik uzaya atıl­dı. Büyük bir heyecanla okuduk kasabada. Uzaya çıkıldı diye. Arkasından bir sürü hayaller kuruldu, kurgular yapıl­dı. Damda yatarken babama hep sorardım. Yıldızlar na­sıldır? Aralarındaki mesafe ne kadardır? Hasan Ali Yü­cel'in Milli Eğitim Bakanlığı yaptığı dönemde liselerde okutulan çok güzel basılmış mantık ve astronomi kitapları vardı bizim evde. - O yıllarda siz henüz doğduğunuza göre babanız kişisel merakı nedeniyle mi almış o kitapları? Herhalde. Benden önce alınmış. Onları okumuş olmalı ki uzayla ilgili o gün bilinen bilgileri en düzgün şekilde ba­na aktarırdı. Damda yattığımızda, nasıl gideriz, nasıl yapa­rız, çıkar mıyız uzaya derken bir gün gökyüzünde bir yıldı­zın kaydığını gördüm. "Baba gördün mü" dedim. "Oğlum bu yıldız değil. Amerikalılar bir meteoroloji balonu yap­mış. Bu balon çok büyük olduğu için güneşin ışığı vuruyor. Biz de bunu dünyadan görüyoruz. Bu gördüğümüz esasın­ da bir uydudur" dedi. - Sputnik'ten sonra mı? Evet, Sputnik'ten sonra meteorolojik bir balon atıldı. Tabii Sputnik onun temelini oluşturmuş. Uzaya çıkmak bi­zim için inanılmaz heyecan verici bir şeydi. Dedim ki, "Ba­ba keşke biz de atsak bunu." "Atarız. Niye atamayalım fa­kat annene söyleme çünkü annen o zaman, 'Evdeki koltuk takımını tamir et, şurayı adam et' der" dedi. -Anneniz, "bunlarla uğraşacağına evde işe yara" mı derdi? Tabii ki... Evdeki çatal, bıçak takımı hep birbirinden farklıydı. Anam da çok düzgün bir kadındı. Misafir geldi­ğinde hep renkli, dantelli peçeteler koyardı masaya. Düzgün hizmet etmek isterdi. Ama çatalın bir tanesi ötekine hiçbir zaman uymadı. Anam derdi ki: "Gişi -bizde erkeğe gişi der­ler, kişi anlamında- bir çatal takımı al bunları yapacağına. Evimizde birbirinin aynı olan bir çatal takımı olsun." - Babanızın tepkisi ne olurdu? Babam, "Hanım böyle demirden çatalı ne yapalım. Ben sana işlemeli, gümüş çatal takımı alacağım" derdi. Anamı yıllarca böyle uyuttu. Bizim hiçbir zaman birbirinin aynı olan altı tane çatalımız olmadı. Anam da zekiydi. Uyutul­duğunun farkındaydı. Bu füze yapma işini öğrenirse anam gene laf edebilirdi. "Sen anana söyleme biz atölyeye inip yapalım. Nasıl yapacağımızı ben sana anlatacağım" dedi. - O yaşta bir çocuk için babayla paylaşılan müthiş bir he­yecan. Anneden gizli yapılması da bu heyecanı artırmıştır eminim. Evet, tabii. Babam gitti üç tane boru buldu. Bu boruları kesti ve birbirlerine yuva açarak vidaladı. "Bak bunun içi­ ne yandığı zaman iç basınç meydana getirecek bir malzeme koyacağız. Amerikalılar, kerosen diye bir madde koyuyor­larmış, bilmiyorum neye benziyor. Ama kerosen bir çeşit petrol türevi. Bildiğimiz gazyağının herhalde yüksek oktan­lısı. Biz kerosen koyamayız. Biz barut koyalım. Ben sana barut yapmayı öğreteyim" dedi. Gittik güherçile (azotlu bir bileşik; amonyum nitrat; barut yapımında kullanılıyor) bulduk. Sonra söğüt ağaçlarını yakıp kömür elde ettik. - Daha önce barut yapmış mı babanız? Evet. Birkaç kiloluk patlayıcı madde olmasına rağmen, süzme şekline gelmiş bu karışımı ateşin yanında kurutma­ya başladık. Babam, "Bu patlarsa evi dağıtır. Dikkatli ola­lım. Anana söyleme" dedi. - Anneniz gizli yürütülen bir faaliyet olduğunu sezmedi mi? Bazen "ne yapıyorsunuz" diyor. Biz de "hiç" diyoruz. Kurutulmuş bu barutu borunun içerisine değişik bir şekilde doldurduk. Babam, "Bu barut birdenbire patlayabilir. Biz bunun içerisine bu nedenle yavaş yanmasını sağlayacak, daha doğrusu yavaş genişleme etkisi yaratacak kömür tozu atmalıyız" dedi ve söğüt ağacından elde ettiğimiz kömürü bunun içine karıştırdık. - Ani yanmayı da böylece önlemiş oldunuz. Önlüyor ve tepme gücü meydana getiriyor. Babam bir de iskele yaptı. Evimizin ortasındaki avluya iskeleyi kurduk. - Sizden başka bilen kimse var mı bu müthiş sırrı? Hayır, kimseye söylemiyoruz. Yarı yarıya aç gezen bir adamın kalkıp füzeyle uğraşması esasında alışılagelen bir şey değil. Anam, "Bu nedir" dedi iskeleyi görünce. Babam, "Biraz sonra görürsün. Buna bir fitil yapmamız lazım. En iyisi biz çubuğun ucuna bez bağlayalım. Ateşlemek için ka­pının arkasına geçer oradan patlatırız ve füze yükselir" de­di. Bu arada anam da kapının arkasına geçti. Babam fitil görevi yapan bezi uzattı ve füzeyi ateşledi. "Güm" diye bir ses çıktı. Füzenin rampası kaydı. Rampa kayınca füze dik çıkamadı, beş-on metre yükseldi ve birdenbire patladı. Ka­yan rampa duvara vurunca füze avlunun içerisinde dönme­ye başladı. - Çok tehlikeli! Evi de yakabilir. Kömür tozları yanmaya başlayınca, dev minare gibi alevler ya da kıvılcımlar yukarı doğru çık­maya başladı. Anam duaya başladı, "İnşallah komşular duymaz. Bize deli derler" diye. Neyse füze döndü, döndü ve sonunda yere düştü. Babam dedi ki, "Bu füze 300-500 metre yukarı çıkabilirdi. Rampa kayınca çıkamadı ama bu­nun prensibini anladık. Bir daha yapmaya gerek yok. Biz bunu uzaya çıkaramayız ama esas ilkesi bu. Eğer kerosen bulabilsek, imkanlarımız olsa, biz de atabiliriz. Atmama­mız için bir neden yok. Bir daha yapabiliriz, kasabaya da atabiliriz. Ama eğer bir evin üstüne filan düşerse bunu ka­sabada yapabilecek tek adam ben olduğum için gelir beni yakalarlar" dedi. İşte böyle bir deneyimiz oldu babamla. - Deneme-yanılma yöntemiyle de olsa sizin için anlaşıl­maz bir mucize olmaktan çıkmış füze yapmak. Fizik kurallarıyla da tanıştırmış babanız sizi. Peki kaç gün uğraştınız bu füzeyi yapmak için? Herhalde on beş-yirmi gün sürdü. Bugün konferanslar­da bilimsel düşünceyi nereden aldığım sorulduğunda ilk önce babamdan aldığımı söylüyorum.
Sayfa 57 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - I. Baskı: Mayıs, 2006 •BİRİNCİ BÖLÜM: Çocukluk Yılları ve Mucit BabaKitabı okudu
·
442 görüntüleme
124. Japon İmparatoru okurunun profil resmi
- Bilimsel yöntemleri bilince her şeyi yapabileceğinize inandırmış babanız sizi. Dedim ya atom santralı yap deseler yaparım. Babam ba­na her şeyi yapabileceğim inancını o zaman aşıladı. Ben değişik konferanslarımda hep bunu dile getirdim. Neyinizi en çok beğeniyorsunuz diye sorduklarında "inanılmaz mücade­le gücümü" diyorum. Bana, buradan Hakkari'ye metro ya­pabilir misin deseler ve ben bunun gerekliliğine inanır, kafa­ya koyarsam kalkar kazmayı alır yapmaya başlarım. Bir yer­den başlayınca onu sürdürebilirsiniz. Daha sonraki yıllarda bu inancımı güçlendiren ilginç rastlantılar da oldu ama bunu bana en başta babam kazandırdı. Elimizdeki imkanlarla ya­pabildiğimiz kadarını yaparız, yapamayız diye bir şey yok.
Liˡith︎Meᵈusa okurunun profil resmi
Çok kıskandım, hep çocukken böyle şeyler yapmayı isterdim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.